Kâinatın yaratılışında aynılıklar değil, çoğulculuğun anlamlarını yücelten farklılıklar var.
Farklılıklar, özgünlüğümüzdür, zenginliğimizdir. Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen Rabbin tasarısı gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti ve olgunluğu özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir.
İnsana saygı, başkasını bir başka kendisi olarak görmeyi; o kişinin insan olma onurundan kaynaklanan temel haklara saygıyı gerektirir.
İnsanın temel ihtiyaçları kutsaldır. Ancak bu ihtiyaçlar bir başkasına zarar vermeden, bir başkasının çıkarını gözeten bir sorumluluk ve ahlaki tutarlılıkla yerine gelmelidir.
Ahlaki tutarlılık, ilişkilere uyum ve güven kazandırır. Düşünsel ve ruhsal gelişim için insani ve toplumsal ilişkilere değer verilmelidir.
Beyin gücü ortaklığını tesis etmek için ihtiyaçlarda karşılıklı bağımlılık gözetilmeli. İlişkilerde ise karşılıklı bağımsızlık esas alınmalıdır.
Sorumlu ve yapıcı davranan bir özgürlüğün işlerlik kazanması için özgünlüğe saygı şarttır.
Onun için sömürü ve istismara kapalı bir yaklaşımla özgürlük ve özgünlük arasında denge gözetmek hayati önemdedir. Özün gürleşmesi için bu şarttır.
Çünkü, Sen, başka bir Ben’sin. Ben’se, başka bir Sen!
Sende yoksa, bende olanı göremezsin. Bilemezsin!
Gerçek olan, güzel gören, var edendir.
Yani BEN, seni SEN yaparken, SEN de beni, BEN yapacaksın!
Coğrafyamız seni, SEN yapan; beni, BEN yapan yaklaşımlara çok özlem duymaktadır. Su ve oksijen kadar!
Sosyo-kültürel kalkınmasına, yaşam zenginliğine ve amber kokulu üretkenliğine yeniden kavuşması için...
Elması ELMAS yapan küçük parçalarıdır. Hiçbir değer TEK başına oluşmaz. Onu değerli kılan diğer parçalarıyla BÜTÜNLEŞMESİDİR...
Yusuf Beğtaş
You can also send us an email to karyohliso@gmail.com
Leave a Comment