Amid/Omid (Diyarbakır), bölgenin ve Bethnahrin (Mezopotamya)’nın kadim şehirlerinden birisidir. Milattan öncesine tarihlenen ve milattan sonraki döneme ait birçok Süryani tarihi eser barındırmaktadır. Diyarbakır ve çevresinde bulunan eserler bunun somut bir örneğidir.
Karakteristik özellikleriyle topluma mal olmuş şahsiyetler, yaşadıkları şehrin sırlarına erişmiş insanlardır. Bu şahsiyetler, genellikle sevdikleri şehrin ruh derinliğine sahip olur. Şehrin sosyo-kültürel hayatına ışıltılar katmak ve izler bırakmak, onların en büyük heyecanıdır.
İhtiyarlık ve Çocukluk – Malfono Yusuf Beğtaş (ܐܠܐ ܟܳܐܝܳܐ ܣܰܝܒܘܼܬܐ܆ ܠܐ ܡܶܙܕܰܓܪܐ ܛܠܝܘܼܬܐ) ‘Elo Koyo Saybutho, Lo Mezdaghro Talyutho // İtiyarlık paylamazsa, çocukluk dizginlenmez’’ (Aziz Mor Afrem, 303-373) Sevgi, yaşamın bir kültürüdür. Her şeyi var eder. Ama o, saygı ve iyilikten doğar. Pozitif eylem ve şükür ruhu, sevginin zeminini büyütür, konumunu güçlendirir.
Zihinsel, ruhsal, duygusal, toplumsal parçalanmışlığın yaşandığı süreçlerde düşünceleri üzüntü; hayatı burukluk ve karamsarlık kaplar.
Ya Rab, beni ne kuzuları kesen kasap, ne de kasabın kestiği kurbanlık koyun yapma!. Ya Rab, makam sahibi ve güçlü olanların yüzüne karşı hakikati haykırmama yardım et!.
‘‘Eğer insan kendini bırakırsa şehvet gücü onu hayvana yaklaştırır. Tutku veya öfke gücü ise onu saldırgan veya kinci yapar. Buna karşın rasyonel güç insanı varlık olarak hayvanlardan ayırır.
Karakteristik özellikleriyle topluma mal olmuş şahsiyetler, yaşadıkları şehrin sırlarına erişmiş insanlardır. Bu şahsiyetler, genellikle sevdikleri şehrin ruh derinliğine sahip olur. Şehrin sosyo-kültürel hayatına ışıltılar katmak ve izler bırakmak, onların en büyük heyecanıdır.
Çoğulculuk ve barış, iki ayrı kavram gibi gözükse de, sosyal hayatta yekdiğerini tamamlamaktadır. Çoğulculuk, hayatın temel gerekçesi olan sevginin gerekçelerini; barış ise, bu gerekçelerden gelen özdeşleşme ve şefkat ruhunu büyütür, sağlamlaştırır. Biri olmadan diğeri yaşayamaz. Barış, çoğulculukta; çoğulculuk, barışta hayatiyet kazanır ve anlam bulur.
Günlerden pazartesiydi. Güzel çiselenen ilk hazan yağmurunun ertesi günüydü. Güneşin parlak ve duru ışınları ile yıkanmış bir sabahla güne merhaba demek, insanın içini kıpır kıpır ediyordu. Alabildiğine saydam, alabildiğine yalın ve temiz bir sabahtı. Her taraf buram buramdı. Güneş, Tabiat Ana’yla adeta iç içeydi. İmrenilecek bir sevgi ve organik dayanışma içerisinde, etrafa aydınlık ve gülücükler dağıtıyordu.
Tarihsel katmanların bir grameri olan Mardin, ‘hayatın hakikati’ne ve hakikatin hayatı’na mekân olarak hizmet etmiş kadim bir medeniyetin adıdır.
Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı. Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi’’. (Yuhanna 1: 3-5)
Ruhsal yoğunlaşma olursa, insan dış dünyadaki bazı durumları ve bazı duruşları daha iyi anlar. Hizmet ruhu başka, benlik ruhu başkadır. Bu iki ayrı ruh bazen insanda gerginliğe ve çatışmaya neden olur.
İnanıyorum ki, biz insanlar, O'nun yaratıcı sevgisinde birleşirsek, Rab aramızda olacak. Farklı inançlar, farklı kültürler olsa bile, medeniyet birdir. Tektir. O da insanlığın ortak medeniyetidir.
Bazı şehirler, medeniyet ve kültürlerin eksen şehirleridir. İnsani yükselişlerin ve düşüşlerin mihenk taşı konumundadır. Mardin, işte böyle bir şehirdir1. Çok konuşulan ancak çok az araştırılan bir şehir.
Karyo; Süryanice’de iki ayrı zıt anlam taşır. Burada isimdir. Kısa boylu anlamındaki ‘‘karyo’’ niteleme sıfatıdır. Karyo, gerçek manada çeçtir. Samandan ayrılmış ‘’buğday yığını’’ anlamına gelir. Burada nesnedir.
Süryanice, Bethnahrin (Mezopotamya) organik kültürünün mirasçısıdır. Medeniyetin gelişiminde rol oynamış kadim bir dildir. Doğu’nun bağrından türemiş dünyanın eski dillerinden biridir. İsa Mesih’in konuştuğu dildir.
Mardin'in inişli-çıkışlı tarihi, eski taşların arasına sızan yosunlar gibi, köklerini, dünyaya dağılmış Süryanilerin yüreğine salmaktadır. Çünkü Mardin, Süryani kültürünün ve edebiyatının özgül ağırlığını taşıyan bir yörenin adıdır.
Bazı şehirler, medeniyet ve kültürlerin eksen şehirleridir. İnsani yükselişlerin ve düşüşlerin mihenk taşı konumundadır. Mardin, işte böyle bir şehirdir[1]. Çok konuşulan ancak çok az araştırılan bir şehir. Tarihsel köken itibarıyla, Mardin, Süryani ismi ile adeta ikiz kardeş gibidir.
Hayat bir seferdir. Bir yolculuktur. Bu yolculukta aşikar olan bir şey varsa, o da noksanlıktır, eksikliktir.
Mardin'in inişli-çıkışlı tarihi, eski taşların arasına sızan yosunlar gibi, köklerini, dünyaya dağılmış Süryanilerin yüreğine salmaktadır.
ܛܰܣܪܳܪܳܐ ܘܚܶܠܡ̈ܐ ܡܶܫܬܰܪ̈ܪܢܐ ܛܰܣܪܳܪܳܐ ܘܚܶܠܡ̈ܐ ܡܶܫܬܰܪ̈ܪܢܐ ܒܟܿܠܙܒܢ ܘܒܟܿܠܥܕܢ ܐܝܬ ܗ̱ܘ ܐ̱ܢ̈ܫܝܼܢ ܕܡܶܨܛܰܒܝܢܐܝܬ ܣܳܕܪܝܢ ܩܪܳܒܐ -(ܠܦܘܬ ܚܰܝܠܗܘܢ ܘܣܳܦܩܘܼܬܗܘܢ ܘܡܰܘܗܒܬܗܘܢ)- ܠܘܩܒܠ ܙܠܝ̈ܡܳܬܐ ܪ̈ܥܝܳܢܝܳܬܐ ܘܗܰܦܟ̈ܝܳܬܐ ܕܘܼܒܳܪ̈ܝܳܬܐ... ܘܫܰܪܟܐ ܕܥܰܣ̈ܩܳܬܐ ܘܰܫܢܺܝܼ̈ܙܳܬܐ ܕܡܶܣܬܰܩ̈ܒܠܳܢ ܒܕܘܼܒܳܪܐ ܘܫܘܼܦܳܥܳܐ ܕܦܘܼܠܚܳܢܐ ܘܫܘܼܠܚܳܢܐ
ܗܰܘܢܐ ܕܪܘܼܚܐ ܡܿܢ ܛܶܟܢܐ ܗ̱ܘ ܕܰܕܪܝܼܫ ܘܰܚܫܝܼܚ ܗܳܪܟܳܐ ܘܬܰܡܢ ܒܠܫ̈ܢܐ ܦܪ̈ܝܫܐ ܕܥܠܡܐ. ܘܣܘܓܰܐܬ ܡܬܚܙܐ ܒܟ̈ܬܳܒܐ ܕܝܰܕܘܥ̈ܬܳܢܐ ܝܘܠܦ̈ܢܝܐ ܘܕܳܪ̈ܢܳܝܐ. ܡܟܐ ܕܳܠ ܪܥܝܢܐ ܕܐܥܰܩܒ ܘܐܶܦܰܠܐ ܫܪ̈ܫܘܗܝ ܠܘܬܢ. ܘܰܢܒܗ ܙܰܘܥܐ ܕܐܒܩܘܪ ܐܝܬܘܬܗ ܒܚܰܘ̈ܩܐ ܘܚܽܘ̈ܩܐ ܕܡܰܠܦܳܢܘܬܐ ܕܐܒܗ̈ܬܐ ܣܦܝܪ̈ܐ ܗܿܢܘܢ ܕܐܰܦܪܝܘ ܘܰܟܬܰܒܘ ܣܘܼܪܝܐܝܬ. ܘܒܬܪ ܗܘܼܓܳܝܐ ܐܰܪܝܟܐ ܚܙܝܬܗ ܒܰܣܝܳܡܐ ܡܩܰܠܣܐ ܕܡܪܝ ܦܝܠܠܘܟܣܝܢܘܣ ܕܡܰܒܘܓ (522 +) ܗܿܘ ܕܡܬܟܰܢܐ «ܐܘܪܚܐ ܕܰܓܡܝܼܪܘܬܐ».
In the process of experiencing mental, emotional, social fragmentation; bitterness encompass thoughts and so does pessimism life. If thoughts drift into despair, if spirits are broken, holistic perspective is lost. Things get more complicated if one looks just from one side of a coin
Yaşamın amacı, pozitif anlam taşıyan/amacı olan bir yaşam sürmektir. Esas amaç, insanın kendisini ilahi sevginin beden bulmuş hali olarak idrak etmesidir. Bunun gereklerini yerine getirmesidir. Yapabileceğimiz tek şey kalbe/kalplere götüren yolu temizlemek için çaba göstermektir. Kendimizle ve yaşamla barışık olmaktır. Çözüme katkı sunmaktır. Çünkü DEĞİŞİM, hayatın gerçeğinde sürekli yaşanan bir döngü olayıdır.
ܫܰܢ̱ܬܐ 2019 ܬܬܩܕܫ ܒܒܘ̇ܪܟܬܐ ܕܫܘܼ̈ܘܫܳܛܐ ܘܛ̈ܒܬܐ ܕܬܰܩܢܘܼܬܐ 2019 Yılı İstikrarlı Gelişmelerin ve İyiliklerin Bereketleriyle Kutsansın. Yaşamın amacı, pozitif anlam taşıyan/amacı olan bir yaşam sürmektir.
2019 Yılı İstikrarlı Gelişmelerin ve İyiliklerin Bereketleriyle Kutsansın. Yaşamın amacı, pozitif anlam taşıyan/amacı olan bir yaşam sürmektir.
2019 Yılı İstikrarlı Gelişmelerin ve İyiliklerin Bereketleriyle Kutsansın. Yaşamın amacı, pozitif anlam taşıyan/amacı olan bir yaşam sürmektir. Esas amaç, insanın kendisini ilahi sevginin beden bulmuş hali olarak idrak etmesidir. Bunun gereklerini yerine getirmesidir.
‘‘Yükselmek istiyorsan, cevvalce ve cesurca başlamalısın. Ruhuna sinmiş bezginliğin, düzensiz ve gizli eğilimin köklerini baltayla kesebilmeli ve yok edebilmelisin!’’
‘‘Yükselmek istiyorsan, cevvalce ve cesurca başlamalısın. Ruhuna sinmiş bezginliğin, düzensiz ve gizli eğilimin köklerini baltayla kesebilmeli ve yok edebilmelisin!’’
‘‘Yükselmek istiyorsan, cevvalce ve cesurca başlamalısın. Ruhuna sinmiş bezginliğin, düzensiz ve gizli eğilimin köklerini baltayla kesebilmeli ve yok edebilmelisin!’’Anbarlı Mor Eliyo (10. Yüzyıl)
‘‘Yükselmek istiyorsan, cevvalce ve cesurca başlamalısın. Ruhuna sinmiş bezginliğin, düzensiz ve gizli eğilimin köklerini baltayla kesebilmeli ve yok edebilmelisin!´´
Malphono Yusuf Begtaş is generally considered as one of the most prolific writers of our time and this book is a collection of his essays that were published in various journals,
Malphono Yusuf Begtaş is perceived as one of the most prolific writers of our time and this rare publication collects all of his essays and articles that were published in various journals.
Süryanice, Bethnahrin (Mezopotamya) organik kültürünün mirasçısıdır. Medeniyetin gelişiminde rol oynamış kadim bir dildir. Doğu´nun bağrından türemiş dünyanın eski dillerinden biridir. İsa Mesih´in konuştuğu dildir. Antakya Süryani Kilisesi´in doğuşuyla gelişen, Dicle ve Fırat´ın uzun tarihidir.
Paradigmal yaklaşıma göre, zor zamanlar, tehlikeli olduğu kadar, çok da değerlidir. İnsanı kendisine yani ruhuna yakınlaştırır. Altın, ayarı için mihenk taşına vurulur.
Paradigma [2] insanın hem kendini, hem hayatı yorumlama biçimi olarak tanımlanabilir. Belli durumlarda nasıl davranılması gerektiğine ilişkin dinamik bir düşünce geliştirir. Pozitif anlamlar taşıyan düşünsel bir arka plandan ve belli değerler sisteminden güdülenerek geliştirilen bir idrak biçimidir, bir bakış açısıdır, bir disiplindir.
Paradigma [2] insanın hem kendini, hem hayatı yorumlama biçimi olarak tanımlanabilir. Belli durumlarda nasıl davranılması gerektiğine ilişkin dinamik bir düşünce geliştirir.
Paradigma [1] insanın hem kendini, hem hayatı yorumlama biçimi olarak tanımlanabilir. Belli durumlarda nasıl davranılması gerektiğine ilişkin dinamik bir düşünce geliştirir.
Paradigma 1 insanın hem kendini, hem hayatı yorumlama biçimi olarak tanımlanabilir. Belli durumlarda nasıl davranılması gerektiğine ilişkin dinamik bir düşünce geliştirir.
Paradigma [1] insanın hem kendini, hem hayatı yorumlama biçimi olarak tanımlanabilir. Belli durumlarda nasıl davranılması gerektiğine ilişkin dinamik bir düşünce geliştirir. Pozitif anlamlar taşıyan düşünsel bir arka plandan ve belli değerler sisteminden güdülenerek geliştirilen bir idrak biçimidir, bir bakış açısıdır, bir disiplindir. Midyat Gündem Comhttp://www.midyatgundem.com/paradigmal-kurumlar-makale,223.html Midyat Gündem Com
Eğitimsel bir sivil toplum örgütü olan Kano Suryoyo, 27 Ekim 2018 günü, Almanya'nın Paderborn şehrinde kültürel bir etkinlik düzenledi.Etkinlikte Süryani kültürünün bir neferi olarak "yaşama hizmet" kategorisinde son otuz yıldan beri Mardin yöresinde gösterdiği çaba ve sunduğu katkılardan dolayı MTDF Danışmanı Yusuf Begtaş'a da ödül verildi.
Tarihin eski dillerinden biri olan Süryanice, İbranice ve Arapçayla kardeş dil olarak biliniyorsa da, bu dilleri derinden etkilemiştir. Sami aile grubuna giren Süryanice, eski Aramice dilinin geliştirilmiş bir devamıdır. Bir zamanlar, Ortadoğu'nun genelinde yaygın olarak kullanılan bir dildi. Ayrıca Türklerin tarih boyunca kullandığı onsekiz çeşit abece ve yazı dizgesinden birisi de Süryani alfabesi olduğu bilinmektedir
Süryanicenin Tarihsel Önemi ve Durumu Tarihin eski dillerinden biri olan Süryanice, İbranice ve Arapçayla kardeş dil olarak biliniyorsa da, bu dilleri derinden etkilemiştir. Sami aile grubuna giren Süryanice, eski Aramice dilinin geliştirilmiş bir devamıdır.
ܫܡܗ ܛܘܪܥܒܕܝܢ ܗ̱ܘܐ ܝܘܡ ܬܪܝܢ ܒܫܒܐ ܗ̱ܘܐ. ܘܒܬܪܗ ܗ̱ܘܐ ܕܝܘܡܐ ܚܕ ܕܒܗ ܐܪܥܐ ܒܪ̈ܣܝ̣ܣܐ ܕܡܛܪܐ ܒܟܝ̣ܪܝܐ ܕܬܫܪ̈ܝܬܐ ܙܠܝ̣ܚܐ ܗ̱ܘܬ: ܗ̇ܢܘܢ ܛܐܠܐ ܕܪ̈ܚܡܐ ܘܚܰܘܣܢܐ ܪܣܡ̣ܘ ܗ̱ܘܘ ܒܐܦ̈ܝ ܟܝܢܐ. ܘܪܘܙܐ ܦܨܝ̣ܚܐ ܪܳܚܫ ܗ̱ܘܐ ܒܓܰܘܝ̈ܬܝ ܒܣܘ̣ܩܒܳܠܐ ܘܦܶܓܥܐ ܕܨܰܦܪܐ ܨܰܡܘ̣ܚܐ ܐܠܐ ܨܠܝ̣ܠܐ ܘܡܪܝ̣ܩܐ ܕܡܫܝ̣ܓ ܗ̱ܘܐ ܒܙܰܠܓ̈ܐ ܢܗܝ̣ܪ̈ܐ ܕܫܡܫܐ ܕܡ̣ܬܦܫܛܐ ܘܡ̣ܬܡܬܚܐ ܗ̱ܘܬ ܥܠ ܟܠ.
ܚܝ̈ܐ ܡܿܢ ܡܫܰܘ̈ܬܦܐ ܠܘ ܐܝܟ ܕܐܬܝܐ ܘܰܡܫܳܟܐܝܬ ܡܬܬܟܝܼܢܝܼܢ ܘܡܬܦܰܪܢܣܝܼܢ܆ ܐܠܐ ܒܝܕ ܒܶܣܬܪܳܝܘܬܐ (ܒܳܬܪܳܝܘܬܐ) ܣܘܼܟܳܠܳܝܬܐ ܘܝܕܰܥܬܳܢܳܝܬܐ ܕܡܬܡܰܠܚܐ ܒܝܕ ܐܰܩ̈ܡܰܝ ܪܝܼܫܳܢܘܼܬܐ. ܘܗܘܼ ܕܰܪܓܐ ܘܐܰܩܡܐ ܡܫܰܘܕܥ ܐ̱ܚܝܳܢܘܬܐ ܕܪܒܘܬܐ ܘܙܥܘܪܘܬܐ܆ ܕܩܰܕܡܝܐ ܘܐ̱ܚܪܝܐ܆ ܘܥܶܠܳܝܐ ܘܬܰܚܬܳܝܐ ܕܘܼܪܓܐܝܬ ܒܰܝܢܬ ܓܰܘܐ. ܐܠܐ ܣܘ̈ܟܳܠܝܳܬܐ ܕܛܝܒܘܬܐ ܕܣܝܼܡܰܬ ܒܢ̈ܝܐ[1] ܡܰܩ̈ܠܢ ܐ̱ܪܳܙܳܢܳܝܘܬܐ ܕܪܒܘܬܐ ܗܕܐ ܕܕܳܒܩܐ ܘܠܳܬܟܐ ܠܝܳܬܐ ܕܕܰܪܓܐ ܘܐܰܩܡܐ.
Mardin-Kızıltepe’de faaliyetlerine başlamış bulunan Sınav Kolejini çoktan kutlamak istiyordum. Ancak bugün (20 Nisan 2019’da) gidebildim.
Her kuşak, hayata zor bir zamanda başladığını, bir öncekine göre daha çok zorlandığını düşünür. Dalgalı bir denizde akıntıya karşı yüzdüğünü zanneder. Ve bunu dillendirir.
Mardin-Kızıltepe’de faaliyetlerine başlamış bulunan Sınav Kolejini çoktan kutlamak istiyordum. Ancak bugün (20 Nisan 2019’da) gidebildim.
Süryanice, Sami diller ailesi içerisinde yer alan kadim bir dildir. Geçmişi geleceğe taşıyan bu dil, ‘evrenimizin sınırları’nı oluşturan anlama ve anlamaya kap vazifesi görerek süregelmiş olup, başlangıcından itibaren ve tarih boyunca kültürlerarası etkileşimde önemli bir köprü vazifesi görmüştür.
Süryanice, Sami diller ailesi içerisinde yer alan kadim bir dildir. Geçmişi geleceğe taşıyan bu dil, ‘evrenimizin sınırlarını oluşturan anlama ve anlamaya kap vazifesi görerek süregelmiş olup, başlangıcından itibaren ve tarih boyunca kültürlerarası etkileşimde önemli bir köprü vazifesi görmüştür.
Süryanice, Sami diller ailesi içerisinde yer alan kadim bir dildir. Geçmişi geleceğe taşıyan bu dil, ‘evrenimizin sınırları’nı oluşturan anlama ve anlamaya kap vazifesi görerek süregelmiş olup, başlangıcından itibaren ve tarih boyunca kültürlerarası etkileşimde önemli bir köprü vazifesi görmüştür.
Süryanice, Sami diller ailesi içerisinde yer alan kadim bir dildir. Geçmişi geleceğe taşıyan bu dil, ‘evrenimizin sınırları’nı oluşturan anlama ve anlamaya kap vazifesi görerek süregelmiş olup, başlangıcından itibaren ve tarih boyunca kültürlerarası etkileşimde önemli bir köprü vazifesi görmüştür.
Süryanice, Sami diller ailesi içerisinde yer alan kadim bir dildir. Geçmişi geleceğe taşıyan bu dil, ‘evrenimizin sınırları’nı oluşturan anlama ve anlamaya kap vazifesi görerek süregelmiş olup, başlangıcından itibaren ve tarih boyunca kültürlerarası etkileşimde önemli bir köprü vazifesi görmüştür. Süryanice doğası gereği,
Süryanice, Sami diller ailesi içerisinde yer alan kadim bir dildir. Geçmişi geleceğe taşıyan bu dil, ‘evrenimizin sınırları’nı oluşturan anlama ve anlamaya kap vazifesi görerek süregelmiş olup, başlangıcından itibaren ve tarih boyunca kültürlerarası etkileşimde önemli bir köprü vazifesi görmüştür.
"Bir yanda dingin ve huzur verici bir tepenin yamacında kiliselerin kalıntıları, öbür yanda eski ve sıkıntılı dönemlerin sessiz tanıkları ve belgeleri olarak, doğayla iç içe varlıklarını sürdüren bir kaya oyukları silsilesidir ELATH...."
Baharda Kardu (Cudi) Dağının etekleri, Hassana (Kösrali) köyü farklı bir doğal güzelliğe bürünmektedir. Buradaki doğal şakırdamalar ve uğuldamalar, düşünsel yalpalamalara, sevinç- hüzün karışımı büzülü duygulara bir ilk yardım desteği gibidir.
Mantık, neler yapmamız gerektiğini geliştiren/söyleyen yaklaşımın adıdır. Ahlak ise, neler yapmamamız gerektiğini geliştiren/öğreten bilginin adıdır. Huzur ve istikrar için devamlı mantıklı ve ahlaklı bir yaşamı onurlandırmanın çabası içinde olmalıyız. Düşünce, söz ve eylemlerimizde (pratiklerimizde) bu onurlu yaşamı yüceltmeliyiz. Ancak bunun olabilmesi, ruhun/yüreğin temizliğine bağlıdır.
Mantık, neler yapmamız gerektiğini geliştiren/söyleyen yaklaşımın adıdır. Ahlak ise, neler yapmamamız gerektiğini geliştiren/öğreten bilginin adıdır. Huzur ve istikrar için devamlı mantıklı ve ahlaklı bir yaşamı onurlandırmanın çabası içinde olmalıyız.
Mantık, neler yapmamız gerektiğini geliştiren/söyleyen yaklaşımın adıdır. Ahlak ise, neler yapmamamız gerektiğini geliştiren/öğreten bilginin adıdır. Huzur ve istikrar için devamlı mantıklı ve ahlaklı bir yaşamı onurlandırmanın çabası içinde olmalıyız.
Ölüm döşeğindeki bir çiftçi, oğullarına bir ders vermek amacıyla hepsini etrafına topladı ve şöyle dedi: ‘‘Oğullarım, kısa bir süre sonra öleceğim. Bu yüzden, üzüm bağının bir yerinde gizli bir hazine olduğunu bilmenizi istiyorum. Kazarsanız onu bulacaksınız.´´
Ölüm döşeğindeki bir çiftçi, oğullarına bir ders vermek amacıyla hepsini etrafına topladı ve şöyle dedi: ‘‘Oğullarım, kısa bir süre sonra öleceğim. Bu yüzden, üzüm bağının bir yerinde gizli bir hazine olduğunu bilmenizi istiyorum. Kazarsanız onu bulacaksınız.’’
Ölüm döşeğindeki bir çiftçi, oğullarına bir ders vermek amacıyla hepsini etrafına topladı ve şöyle dedi: ‘‘Oğullarım, kısa bir süre sonra öleceğim. Bu yüzden, üzüm bağının bir yerinde gizli bir hazine olduğunu bilmenizi istiyorum. Kazarsanız onu bulacaksınız.’’
Mantık, neler yapmamız gerektiğini geliştiren/söyleyen yaklaşımın adıdır. Ahlak ise, neler yapmamamız gerektiğini geliştiren/öğreten bilginin adıdır. Huzur ve istikrar için devamlı mantıklı ve ahlaklı bir yaşamı onurlandırmanın çabası içinde olmalıyız. Düşünce, söz ve eylemlerimizde (pratiklerimizde) bu onurlu yaşamı yüceltmeliyiz. Ancak bunun olabilmesi, ruhun/yüreğin temizliğine bağlıdır.
Çoğulculuk ve barış, iki ayrı kavram gibi gözükse de, sosyal hayatta yekdiğerini tamamlamaktadır. Çoğulculuk, hayatın temel gerekçesi olan sevginin gerekçelerini; barış ise, bu gerekçelerden gelen özdeşleşme ve şefkat ruhunu büyütür, sağlamlaştırır. Biri olmadan diğeri yaşayamaz. Barış, çoğulculukta; çoğulculuk, barışta hayatiyet kazanır ve anlam bulur.
Özdeyişler ve Veciz Sözler Süryanice denilir ki; ''Lo Tehze Funoko dlo Dunoko''. ''Bedel ödemeden -yorulmadan- rahatlama bulamazsın.'' Arapçada bir söz var: Denilir ki, ‘‘Kul şi min sok, mhabbe min fok.’’ ''Herşey çarşıdan, ama sevgi yukardandır.'’ Kürtçe denilir ki, ‘‘Nangi zede bide nanpiji (tannurvan) jboye nane ta taze derbikefi.‘‘
Mantık, neler yapmamız gerektiğini öğretir ve geliştirir.. Ahlak ise, neler yapmamamız gerektiğini....! Asma ve çubuk örneğinde olduğu gibi, ilahi maksatlardan birisi de; aidiyet ve insani ilişkilerdir. Ruhsal aydınlanmanın gerekleri ve donanımlarıyla şekillenmeyen her ilişki sarsıntılara gebedir. İnsanlarla geliştireceğimiz iyi ilişkiler sayesinde yaşamdaki diğer rollerimizi keşfederiz.
İyiliğin özü, içsel pazarlıklı duyguları aşarak yetenek ve imkanlarımızı başkalarının yararına kullanabilmektir. Samimi bir şekilde –beklenti içine girmeksizin- gönülden gelen/yapılan her iyilik, bereketiyle beraber geri döneceğini bilmeliyiz. İyilik yapmakla, insan bir başkasına değil, evvela kendisine iyilik yapar.
Çoğulculuk ve barış, iki ayrı kavram gibi gözükse de, sosyal hayatta yekdiğerini tamamlamaktadır. Çoğulculuk, hayatın temel gerekçesi olan sevginin gerekçelerini; barış ise, bu gerekçelerden gelen özdeşleşme ve şefkat ruhunu büyütür, sağlamlaştırır. Biri olmadan diğeri yaşayamaz. Barış, çoğulculukta; çoğulculuk, barışta hayatiyet kazanır ve anlam bulur.
Geleneksel yaklaşımların parçalara ayrıldığı ve egonun yaptığı her şeye karşılık olarak devamlı hayatla pazarlık ettiği bir zamanda yaşıyoruz. Kalemiz olduğunu düşündüğümüz yer, bir anda kuma dönüşebilmektedir. Ancak ne olursa olsun. Her insan belli imkân ve yeteneklerle dünyaya gelir. Bize bağışlanan imkânları ve yetenekleri dolapta saklı tutmadan hayata vermek için geldiğimiz şeyi vermemiz gerektiğini devamlı akılda tutmalıyız.
Ruhsal yoğunlaşma olursa, insan dış dünyadaki bazı durumları ve bazı duruşları daha iyi anlar. Hizmet ruhu başka, benlik ruhu başkadır.
ܣܦܪܝܘܬܐ ܐܝܬܝܗܿ ܗܿܝ ܕܢܶܫܦܘܼܟ ܘܢܶܦܪܘܼܣ ܒܪܢܫܐ ܡܬܝܰܩ̈ܢܳܢܝܳܬܐ ܕܢܒܗ̈ܘܗܝ ܘܪ̈ܓܫܘܗܝ ܘܪ̈ܥܝܢܘܗܝ ܘܫܪܟܐ ܕܕܘܼܝ̈ܳܠܰܘܗܝ ܒܰܙܢܐ ܬܰܪܒܝܼܬܳܢܳܝܐ ܘܝܕܰܥܬܳܢܝܐ ܟܬܝܼܒܬܢܐܝܬ ܐܠܐ ܒܪܡ ܒܪܘܼܟܳܒܐ ܘܣܘܼܠܓܳܣܳܐ ܕܝܠܳܢܳܝܐ ܫܰܪܝܐܝܬ ܘܰܡܫܘܼܚܬܢܐܝܬ.
Geleneksel yaklaşımların parçalara ayrıldığı ve egonun yaptığı her şeye karşılık olarak devamlı hayatla pazarlık ettiği bir zamanda yaşıyoruz. Kalemiz olduğunu düşündüğümüz yer, bir anda kuma dönüşebilmektedir.
Geleneksel yaklaşımların parçalara ayrıldığı ve egonun yaptığı her şeye karşılık olarak devamlı hayatla pazarlık ettiği bir zamanda yaşıyoruz. Kalemiz olduğunu düşündüğümüz yer, bir anda kuma dönüşebilmektedir.
Bazı şehirler, medeniyet ve kültürlerin eksen şehirleridir. İnsani yükselişlerin ve düşüşlerin mihenk taşı konumundadır. Mardin, işte böyle bir şehirdir. Çok konuşulan ancak çok az araştırılan bir şehir.
We’ve decided to visit the Lebanon between the 9th and 16th of September with my friend Habip Do?an in response to the insistent invitation.
Syriac is an ancient language that takes place within the Semitic language family. This language, which carries the past to the future, has continued its existence by serving as a means of vessel to the meaning and understanding that
4 Kasım 2019 tarihinde, Süryani kültürünün duayenlerinden biri olan Cebel Lübnan Metropoliti Mor Theofilos George Saliba’nın eşliğinde, İsveç Evangelik Kilisesinin kıdemli genel sekreteri Sayın Cajsa Sandgren, Midyat Gündem Com I Güncel Son Dakika Haberlerihttp://www.midyatgundem.com/duvarlar-yerine-kopruler-makale,309.html Midyat Gündem Com
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
‘‘Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen ilahi tasarının gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir. İnsana saygı, başkasını bir başka kendisi olarak görmeyi ve o kişinin özünde bulunan onurundan kaynaklanan temel haklara saygıyı gerektirir.’’
‘‘Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen ilahi tasarının gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir. İnsana saygı, başkasını bir başka kendisi olarak görmeyi ve o kişinin özünde bulunan onurundan kaynaklanan temel haklara saygıyı gerektirir.’’
‘‘Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen ilahi tasarının gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir. İnsana saygı, başkasını bir başka kendisi olarak görmeyi ve o kişinin özünde bulunan onurundan kaynaklanan temel haklara saygıyı gerektirir.’’
‘‘Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen ilahi tasarının gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir. İnsana saygı, başkasını bir başka kendisi olarak görmeyi ve o kişinin özünde bulunan onurundan kaynaklanan temel haklara saygıyı gerektirir.’’
‘‘Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen ilahi tasarının gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir. İnsana saygı, başkasını bir başka kendisi olarak görmeyi ve o kişinin özünde bulunan onurundan kaynaklanan temel haklara saygıyı gerektirir.’’
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
9-16 Eylül 2019 tarihleri arasında ısrarlı davet üzerine, arkadaşım Habip Doğan ileLübnan´ı ziyaret etmeye karar verdik.Bu ziyaret vesilesiyle uzun süredir yakından tanımayı arzuladığımSüryani-Marunî kardeşlerimizle selamlaştık.Yakınlaştık, birbirimize dokunduk.
ܐܝܢ: ܢܘܼܗܪܐ ܕܢܚ ܠܙܕܝ̈ܩܐ ܘܠܰܬܪ̈ܝܨܰܝ ܠܶܒܳܐ ܚܰܕܘܬܐ. ܘܒܢܘܼܗܪܐ ܗܢܐ ܢܳܗܪܝܼܢܢ ܘܚܳܙܝܢܢ ܢܘܼܗܪܐ. ܘܒܚܘܼ̈ܟܳܡܐ ܕܣܘ̈ܟܳܠܰܘܗܝ ܡܶܬܚܰܠܠܝܼܢ ܘܡܶܬܡܰܪܩܝܼܢ ܩܘܼ̈ܡܠܐ ܕܢܰܦܫܐ ܘܡܶܫܬܰܓܢܝܼܢ ܘܡܶܬܬܰܩܢܝܼܢ ܝܰܨܪ̈ܐ ܕܟܝܢܐ. ܘܒܙܰܗܪܝܼܪ̈ܰܘܗܝ ܡܶܬܩܦܶܠ ܚܶܫܟܳܐ ܓܰܘܳܝܐ ܘܒܰܪܳܝܐ. ܕܗܘܝܘ ܢܘܼܗܪܐ ܫܪܝܪܐ ܕܡܢܗܪ ܠܟܠ ܒܶܪ̈ܝܳܢ. ܡܛܠܗܕܐ ܐܡܿܪ ܩܕܝܫܐ ܡܪܝ ܐܦܪܝܡ ܣܘܼܪܝܝܐ:
''Güçsüzlüğünün bilincine varan kişi, tevazuun doruğuna ulaşır.'' Ninovalı Mor İshok (613-700) Akkadça 'makāku' <magāgu'dan gelirse 'genişle(t)mek', 'yay(ıl)mak', 'büyümek', 'sürmek' 'uza(n)mak' anlamlarıyla belirir.
Tevazu, özsevgiyle gelişen hakiki bir idrak ve uyanış biçimidir. O, aynı zamanda 'kişi'liği ruhla dengeleyen bir güçtür: 'Sen'i duymak için 'Ben'i susturmak, Ben'i haddinde tutmaktır.
Süryani Kültüründe Yaldo (Noel)’in Anlamı ‘‘Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı. Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi’’ (Yuhanna 1: 3-5).
Sevgi, yaşamın bir kültürüdür. Her şeyi var eder. Ama o, saygı ve iyilikten doğar. Yaşamın temel doğrularına, hakkaniyete, hakikate odaklanmak, bir başkasının yükümlülüklerine ve eksikliklerine odaklanmaktan daha ulvi bir davranıştır.
Sevmeden verebilirsiniz. Fakat vermeden sevemezsiniz. Çünkü Sevgi bazen vazgeçmek demektir. Tercihlerden, rahat alanlardan, hedeflerden, enerjiyi ya da zamanı başkası uğruna (o başkası bazen ailedir, değerlerdir, insanlıktır, toplumun genel çıkarıdır... vs) vermek demektir.
Hayatın özünde tamamlayıcı anlayış var. Bu anlayışta karşılıksız sevgi esastır. Çünkü var olan her şey birbirini tamamlamaktadır. Esas mesele yaşamın akışı içinde bunun farkına varmamızdır. Esas mesele bunun farkındalığıdır: Bilinçli Farkındalık ve Merhametli Farkındalık.
Kâinatın yaratılışında ve hayatın özünde aynılıklar değil, çoğulculuğun/çeşitliliğin anlamlarını yücelten farklılıklar var.
Yaşamın kendine özgü bir döngüsü var. Bu döngü de esas ve kalıcı olan başarı ve zafer değil, sefer ve yolculuktur. Yolda olmaktır. Yardımlaşma ve dayanışma anlamında bir insanın başka bir insana sığınak ve liman olabilmesidir. Bütün varlığa tebessüm dağıtabilmesidir.
Kâinatın yaratılışında ve hayatın özünde aynılıklar değil, çoğulculuğun/çeşitliliğin anlamlarını yücelten farklılıklar var. Farklılıklar, özgünlüğümüzdür, zenginliğimizdir. Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen Rabbin tasarısı gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti ve olgunluğu özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir.
Kâinatın yaratılışında ve hayatın özünde aynılıklar değil, çoğulculuğun/çeşitliliğin anlamlarını yücelten farklılıklar var. Farklılıklar, özgünlüğümüzdür, zenginliğimizdir. Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen Rabbin tasarısı gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti ve olgunluğu özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir.
Kâinatın yaratılışında ve hayatın özünde aynılıklar değil, çoğulculuğun/çeşitliliğin anlamlarını yücelten farklılıklar var. Farklılıklar, özgünlüğümüzdür, zenginliğimizdir. Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen Rabbin tasarısı gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti ve olgunluğu özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir.
Yaşamın kendine özgü bir döngüsü var. Bu döngü de esas ve kalıcı olan başarı ve zafer değil, sefer ve yolculuktur. Yolda olmaktır. Yardımlaşma ve dayanışma anlamında bir insanın başka bir insana sığınak ve liman olabilmesidir. Bütün varlığa tebessüm dağıtabilmesidir.
Yaşamın kendine özgü bir döngüsü var. Bu döngü de esas ve kalıcı olan başarı ve zafer değil, sefer ve yolculuktur. Yolda olmaktır. Yardımlaşma ve dayanışma anlamında bir insanın başka bir insana sığınak ve liman olabilmesidir. Bütün varlığa tebessüm dağıtabilmesidir.
Yaşamın kendine özgü bir döngüsü var. Bu döngü de esas ve kalıcı olan başarı ve zafer değil, sefer ve yolculuktur. Yolda olmaktır. Yardımlaşma ve dayanışma anlamında bir insanın başka bir insana sığınak ve liman olabilmesidir. Bütün varlığa tebessüm dağıtabilmesidir.
Tevazu, özsevgiyle gelişen hakiki bir idrak ve uyanış biçimidir. O, aynı zamanda ‘kişi’liği ruhla dengeleyen bir güçtür: ‘Sen’i duymak için ‘Ben’i susturmak, Ben’i haddinde tutmaktır.
Yaşamın kendine özgü bir döngüsü var. Bu döngü de esas ve kalıcı olan başarı ve zafer değil, sefer ve yolculuktur. Yolda olmaktır. Yardımlaşma ve dayanışma anlamında bir insanın başka bir insana sığınak ve liman olabilmesidir. Bütün varlığa tebessüm dağıtabilmesidir.
Kâinatın yaratılışında ve hayatın özünde aynılıklar değil, çoğulculuğun/çeşitliliğin anlamlarını yücelten farklılıklar var. Farklılıklar, özgünlüğümüzdür, zenginliğimizdir. Farklılıklar, birbirimize muhtaç olmamızı isteyen Rabbin tasarısı gereğidir. Farklılıklar, sosyal adaleti ve olgunluğu özendirmeli, insan onurunu yüceltmelidir.
Akkadça ‘makāku´ <magāgu´dan gelirse ‘genişle(t)mek´, ‘yay(ıl)mak´, ‘büyümek´, ‘sürmek´ ‘uza(n)mak´ anlamlarıyla belirir. ‘Makaḫu´ <magaḫu´ sözcüğünün devamı kabul edilirse ‘kuşatma´, ‘ihâta etme´, ‘sarma(lama)´, ‘çevirme´ ve ‘koruma´ anlam yelpazeleriyle yansır. Akadça ‘k´ ünsüzü q, g, ḵ, ḫ hatta bazen de h şeklinde yakın sesli harflerden biri olarak belirebilir.
İçsel referanslar ile dışsal referansların uyumsuzluğundan ötürü hayatta hakikat ve realite çoğu kez çatışma halindedir. Çünkü her insanın belli bir bilgi düzeyi var. Her insanın algılama ve değerlendirme kapasitesi farklıdır. Herkes ancak kendi kapasitesine uygun bilgilere anlam verebilmektedir.
İçsel referanslar ile dışsal referansların uyumsuzluğundan ötürü hayatta hakikat ve realite çoğu kez çatışma halindedir. Çünkü her insanın belli bir bilgi düzeyi var.
İçsel referanslar ile dışsal referansların uyumsuzluğundan ötürü hayatta hakikat ve realite çoğu kez çatışma halindedir. Çünkü her insanın belli bir bilgi düzeyi var. Her insanın algılama ve değerlendirme kapasitesi farklıdır.
İçsel referanslar ile dışsal referansların uyumsuzluğundan ötürü hayatta hakikat ve realite çoğu kez çatışma halindedir. Çünkü her insanın belli bir bilgi düzeyi var. Her insanın algılama ve değerlendirme kapasitesi farklıdır.
İçsel referanslar ile dışsal referansların uyumsuzluğundan ötürü hayatta hakikat ve realite çoğu kez çatışma halindedir. Çünkü her insanın belli bir bilgi düzeyi var. Her insanın algılama ve değerlendirme kapasitesi farklıdır.
Anlayan sevgiye sahip kişi, içsel boşlukları doldurmuş, dışsal çıkıntıları düzleştirebilen insandır. Onun için kişiliğini/kimliğini sahip olmakla değil, var olmakla bulur. Yolun koşullarına göre seyreder. Devamlı temkinli ve tedbirli davranır. Bilgiyi bilgeliğe dönüştürür.
Syriac is an ancient language that takes its place within the Semitic language family. This language, which carries the past to the future, has served as a vehicle of understanding the meaning of what constitutes “the boundaries of our universe”.
Hayatımızın özüne sadece kendimiz için değil, başkalarına da çalışma alanı bırakmak, vicdani davranışı yerleştirmek; benlik kuyusuna düşmeden, ilahi değerlere duyarsızlaşmadan, başta kendimiz olmak üzere insana ve insani değerlere yabancılaşmadan, sosyal akışı zehirlemeden, üretime katkı sunarak yaşamak, yaşamın temel amaçları arasındadır.
Hayatımızın özüne sadece kendimiz için değil, başkalarına da çalışma alanı bırakmak, vicdani davranışı yerleştirmek; benlik kuyusuna düşmeden, ilahi değerlere duyarsızlaşmadan, başta kendimiz olmak üzere insana ve insani değerlere yabancılaşmadan, sosyal akışı zehirlemeden, üretime katkı sunarak yaşamak, yaşamın temel amaçları arasındadır.
Hayatımızın özüne sadece kendimiz için değil, başkalarına da çalışma alanı bırakmak, vicdani davranışı yerleştirmek; benlik kuyusuna düşmeden, ilahi değerlere duyarsızlaşmadan, başta kendimiz olmak üzere insana ve insani değerlere yabancılaşmadan, sosyal akışı zehirlemeden, üretime katkı sunarak yaşamak, yaşamın temel amaçları arasındadır.
Hayatımızın özüne sadece kendimiz için değil, başkalarına da çalışma alanı bırakmak, vicdani davranışı yerleştirmek; benlik kuyusuna düşmeden, ilahi değerlere duyarsızlaşmadan, başta kendimiz olmak üzere insana ve insani değerlere yabancılaşmadan, sosyal akışı zehirlemeden, üretime katkı sunarak yaşamak, yaşamın temel amaçları arasındadır.
Hayatımızın özüne sadece kendimiz için değil, başkalarına da çalışma alanı bırakmak, vicdani davranışı yerleştirmek; benlik kuyusuna düşmeden, ilahi değerlere duyarsızlaşmadan, başta kendimiz olmak üzere insana ve insani değerlere yabancılaşmadan, sosyal akışı zehirlemeden, üretime katkı sunarak yaşamak, yaşamın temel amaçları arasındadır.
İçsel referanslar ile dışsal referansların uyumsuzluğundan ötürü hayatta hakikat ve realite çoğu kez çatışma halindedir. Çünkü, her insanın belli bir bilgi düzeyi var. Her insanın algılama ve değerlendirme kapasitesi farklıdır.
Bu sebeple, 'makû', 'māku(m)', çoğulu 'makiûte' olan ve anlamı 'muhtaç, fakir, yoksun, mahrum' kelime köklerinden; ve dahi 'makû(m)'/mākum' kelimeleriyle ilişkili olma olasılığı ile 'eksiklik, yoksunluk, yokluk, noksanlık, bir şeyden mahrum olma' gibi anlamlarla da akraba olabileceği etimolojik olarak düşünülebilir.
Çok zaman önce Asuri ülkesinin padişahı Asarhadan, komşusu Layiliye krallığı ile savaşıp, onun ülkėsini fethetmişti. Ülkedeki bütün şehirleri yakmış, her tarafı, talan edip yağmalamış, insanları esir etmiş, askerleri öldürtmüş, Kral Layiliye'yi de bir kafesin içinde hapsetmişti.
Kendimizi değil, ruhumuzu büyütmeliyiz. Kendimizi değil, idrakimizi yükseltmeliyiz. Kendimizi değil, bilincimizi yükseltmeliyiz. Kendimizi değil, sorumluluğumuzu büyütmeliyiz. Kendimizi değil, anlayışımızı büyütmeliyiz.
تجسّدُ السيد المسيح يُشبه الغِراء، الذي يُحافظ على قِيم الحياة الإيجابية. إنّ الفكر المهيمن على الأنا أو الجسد، يُشبه ڤيروس الكُمبيوتر الذي يُسيطر على عالمنا الداخلي، نظامنا التشغيلي. وصورة ميلاد السيد المسيح في المذود، تحمينا من الأفكار الشرّيرة، ومن الميول الفاسدة .
تجسّدُ السيد المسيح يُشبه الغِراء، الذي يُحافظ على قِيم الحياة الإيجابية. إنّ الفكر المهيمن على الأنا أو الجسد، يُشبه ڤيروس الكُمبيوتر الذي يُسيطر على عالمنا الداخلي، نظامنا التشغيلي. وصورة ميلاد السيد المسيح في المذود، تحمينا من الأفكار الشرّيرة، ومن الميول الفاسدة .
يَجِبُ علينا توسيعُ روحِنا، لا أنفسنا. يجب أن نرفَع مستوى إدراكِنا، لا أنفسنا. يجب أن نرفع درجةَ وعيِنا، لا أنفسنا. يجب أن نُوسِّعَ مدى مسؤوليّتنا، لا أنفسنا. يجب أن نوَسِّع فهمَنا، لا أنفسنا.
يَجِبُ علينا توسيعُ روحِنا، لا أنفسنا. يجب أن نرفَع مستوى إدراكِنا، لا أنفسنا. يجب أن نرفع درجةَ وعيِنا، لا أنفسنا. يجب أن نُوسِّعَ مدى مسؤوليّتنا، لا أنفسنا.
ܫܘܡܠܝܐ ܡܿܢ ܢܘܼܦܳܫܐ ܗ̱ܘ ܕܢܘܼܦܳܩܳܐ ܘܦܘܼܢܳܩܳܐ. ܘܛܘܼܥܳܡܐ ܗ̱ܘ ܕܢܘܼܦܳܨܐ ܘܢܘܼܦܳܣܳܐ. ܘܒܫܘܪܝܐ: ܣܘ̈ܟܳܠܘܗܝ ܗܶܪܓܳܐ ܥܰܛܠܐ ܘܗܶܕܣܳܐ ܥܰܣܩܐ ܐܢܘܢ ܠܗܿܢܘܢ ܕܨܳܒܝܢ ܠܡܶܬܦܰܢܳܩܘܼ ܘܠܘ ܠܡܶܬܢܰܦܳܩܘܼ.
Kelime dağarcığımızda olmayan, bildiğimiz herhangi bir dilde öğreneceğimiz her yeni kavram, aslında yeni bir anlam barındırmaktadır. Her anlam, yeni bir ufuktur.
Temiz yürek ve sağlam ruh, insanlığa ve insaniyete dairdir. Birbirini besleyen bu iki kavram, fikri manada kendine özgü, basit ama çok derin anlamlara sahiptir.
Tevazu büyük bir insani erdemdir. Süryani kültüründe tevazu ile ‘‘insanlığa hizmet eden Allah’a en yakın olandır’’ mantığı var. Fakat öteden beri medeniyetin mümbit kaynağı olan coğrafyamızda farklı toplumsal kesimlerde özünü bulamamış düşünce,
Temiz yürek ve sağlam ruh, insanlığa ve insaniyete dairdir. Birbirini besleyen bu iki kavram, fikri manada kendine özgü, basit ama çok derin anlamlara sahiptir.
Temiz yürek ve sağlam ruh, insanlığa ve insaniyete dairdir. Birbirini besleyen bu iki kavram, fikri manada kendine özgü, basit ama çok derin anlamlara sahiptir.
Temiz yürek ve sağlam ruh, insanlığa ve insaniyete dairdir. Birbirini besleyen bu iki kavram, fikri manada kendine özgü, basit ama çok derin anlamlara sahiptir.
Yazıldığına göre; ‘‘Bilmediğini bilmenin güzelliklerinden biri de insanın kendini görebilmesi, dışarıdan nasıl göründüğünün farkına varması, kendini de keşfetme çabasına girmesidir. Bilmediğini bilenler, kendini bilen insanlardır.
Anlamak, anlayışı doğurur. Anlayış da ruhsal bağışıklığı güçlendirir.. Yaşamı tehdit eden koronavirüsün yarattığı bu türbülans günlerinde ruhsal bağışıklık çok önem arz etmektedir...! İyilik yapmak kadar, okumak da, yeni şeyler öğrenmek de ruhsal bağışıklığı güçlendirmektedir...
ܚܰܝܳܠܐ ܚܰܣܝܳܐ ܘܚܰܣܝܼܢܐ ܕܒܰܪܢܳܫܐ ܬܰܠܝܐ ܗ̱ܘ ܒܛܳܒܘܼܬ ܬܰܪܥܝܼܬܐ ܕܡܶܫܬܪܪܐ ܒܝܕ ܦܪܘܼܫܘܼܬܐ ܕܚܰܘܣܳܢܐ[1] ܕܥܛܝܼܦ ܚܘܼܒܗ ܡܶܣܬܰܟܠܢܐ[2]. ܐܠܐ ܡܫܬܓܫ ܘܡܬܒܰܠܒܰܠ ܟܕ ܫܘܘ̈ܕܳܥܐ ܓܰܘ̈ܳܝܐ ܠܐ ܡܬܐܘܝܢ ܥܡ ܗܿܢܘܢ ܒܰܪ̈ܳܝܐ[3].
Toprağa atılan, toprağa gömülen tohumdan asla ümit kesilmez. Ancak yaşam tarlasında, kökü ve pratiği olmayan hiç bir tohum ürün vermez. İnsan zihni için kelimeler/sözcükler toprağa atılan tohum gibidir.
ܡܶܫܬܰܢܰܩ ܥܳܠܡܐ ܒܫܶܩ̈ܠܐ ܡܰܪܝܪ̈ܐ ܩܶܨܬ ܟܰܘܫܳܐ ܩܛܝܼܪܳܝܳܐ ܕܡܰܘܬܳܢܐ ܕܟܳܪܳܢܰܐ. ܐܝܢ: ܠܚܝܼܡ ܗ̱ܘ ܘܡܰܪܝܪ ܙܰܒܢܐ ܩܶܨܰܬ ܡܰܪܥܐ ܕܡܰܘܬܳܢܳܐ ܗܢܐ ܦܪܝܣܐ. ܘܰܡܬܰܚܡܝܼܢܢ ܒܣܰܘ̈ܓܶܐ ܒܰܪ̈ܳܝܐ ܕܣܘܼܪܳܩܳܐ ܘܓܘܼܠܳܙܳܐ ܟܢܘܼܫܝܳܝܳܐ. ܘܠܝܬ ܙܰܘܥܐ ܐܰܟܡܳܐ ܕܒܳܥܐ ܠܶܒܳܐ.
"لاَ يَقْدِرُ أَحَدٌ أَنْ يَخْدِمَ سَيِّدَيْنِ، لأَنَّهُ إِمَّا أَنْ يُبْغِضَ الْوَاحِدَ وَيُحِبَّ الآخَرَ، أَوْ يُلاَزِمَ الْوَاحِدَ وَيَحْتَقِرَ الآخَرَ." (مت 6: 24) عند القول: "لاَ يَقْدِرُ أَحَدٌ أَنْ يَخْدِمَ سَيِّدَيْنِ"، فأن النص يؤكد على محبة الحقيقة، وعلى معاني الحقيقة.
"لاَ يَقْدِرُ أَحَدٌ أَنْ يَخْدِمَ سَيِّدَيْنِ، لأَنَّهُ إِمَّا أَنْ يُبْغِضَ الْوَاحِدَ وَيُحِبَّ الآخَرَ، أَوْ يُلاَزِمَ الْوَاحِدَ وَيَحْتَقِرَ الآخَرَ." (مت 6: 24) عند القول: "لاَ يَقْدِرُ أَحَدٌ أَنْ يَخْدِمَ سَيِّدَيْنِ"، فأن النص يؤكد على محبة الحقيقة، وعلى معاني الحقيقة.
ܐܡܿܪ ܒܰܪܥܶܒܪܳܝܐ ܟܕ ܡܰܪܬܐ ܢܰܦܫܗ ܒܙܶܢ ܓܘܼܢܳܝܳܐ ܝܳܬܳܢܳܝܐ : «ܠܐ ܬܶܣܪܘܿܒ܆ ܘܠܐ ܬܰܣܒܰܪ ܕܟܿܠܡܳܐ ܕܠܐ ܝܼܕܝܼܥ ܠܟ ܠܐ ܐܝܬܘܗܝ. ܒܕ ܗܿܘ ܡܐ ܕܝܳܕܥ ܐܢ̱ܬ܆ ܣܓܝ ܒܨܝܼܪ ܡܼܢ ܗܿܘ ܡܳܐ ܕܠܐ ܝܳܕܥ ܐܢ̱ܬ.» ܘܰܡܫܰܪܪܝܼܢ ܪܶܥܝܳܢܐ ܗܳܢܳܐ ܨܰܥ̈ܢܰܝ ܚܟܡܬܐ ܕܰܩܕܳܡ ܡܢܗ. ܫܘܳܬ ܐܡܪܝܢ: «ܚܕܳܐ ܝܳܕܥ ܐ̱ܢܐ. ܕܠܐ ܝܳܕܥ ܐ̱ܢܐ ܡܕܡ!»
ܡܠܳܐ: ܘܡܢܗܿ ܡܰܠܝܼ ܘܐܰܡܠܝܼ ܘܫܰܡܠܝܼ ܘܫܘܼܡܠܳܝܳܐ ܒܣܘܼܟܳܠ ܓܘܼܡܪܳܐ ܕܡܕܡ. ܘܡܬܬܣܝܼܡܢܘܬܐ ܕܡܕܡ ܒܡܕܡ. ܘܰܣܥܘܼܪܝܐ ܕܡܕܡ ܡܰܠܝܐܝܬ. ܥܠܳܐ: ܘܡܢܗܿ ܥܰܠܝܼ ܘܐܰܥܠܝ ܘܫܰܥܠܝܼ ܘܫܘܼܥܠܳܝܳܐ ܒܣܘܼܟܳܠ ܡܬܬܪܝܼܡܳܢܘܬܐ ܒܗܶܦܟܐ ܕܡܶܬܪܰܟܢܳܢܘܼܬܐ. ܘܡܬܬܪܝܼܡܢܘܬ ܕܐ̱ܢܫ ܥܠ ܐ̱ܢܫ ܘܡܬܪܰܘܪܒܳܢܘܬܐ ܘܰܒܥܳܝܐ ܕܥܶܠܳܝܘܼܬܐ. ܣܛܪ ܡܼܢ ܐܬܘܬܐ «ܕܡܺܝܼܡ: ܡ» ܘܐܬܘܼܬܐ «ܕܥܶܐ: ܥ» ܠܝܬ ܦܘܼܪܫܳܢܐ ܒܰܝܢܬ ܛܶܟܢܳܐ ܕܫܘܼܡܠܳܝܳܐ ܘܗܿܘ ܕܫܘܼܥܠܳܝܳܐ.
Hayatta temel iki sevgi var: Dikey sevgi. Rab sevgisi. Yatay sevgi. Kainat ve insan sevgisi. Amerikalı Bilim İnsanı Carl Saga, sevgi eksikliğini şöyle anlatmaktadır
SEVGİ, Samimiyet, Sorumluluk düşüncenin en zor yönüdür. Ama pratikte yaşandığında hayatın güzelliklerini ortaya çıkarır. Çünkü insan, hayatın dokusunu, kokusunu, görünür-görünmez boyutlarını bu üç S'nin (sevgi, samimiyet, sorumluluk) ruhuyla kavrar. Bu ruhla tadar. Bu ruhu koruyabildiği ölçüde hayata anlam katar. Hayatın anlamını bulur. Kör alanlarını aydınlatır.
İnsanlar bir yerde/bir insanda diriliyorsa, canlanıyorsa, o yer/o insan ruh ve hakikat doludur. Ümitsizlik, karamsarlık, nefret, öfke, dışlama, ötekileştirme, itibarsızlaştırma, kıskançlık, çekememezlik, edepsizlik,
Güvenli ve istikrarlı bir toplumda yaşamanın temel dayanağı ‘‘insan ve ahlak’’ konusunun fikren ve ruhen özümsenmesine bağlıdır. Çünkü noksan, eksik, zayıf olan insanın dünyadaki yegâne amacı, kendisini tamamlama bağlamında yaşamın anlam ve maksadını bulmasıdır. Amaç ve araçları karıştırmadan, kendi içindeki ikiliğin ve noksanlığın deneyimini anlaması, ruhsal anlamda bu farkındalığı geliştirmesidir.
Süryani edebiyatının ve ruhaniyetinin derin kalemi ve ekolu kabul edilen Nusaybinli Aziz Mor Afrem’in (303-373) şiir türünde, aklıyla düşündüğü gönlüyle yazdığı sayısız edebi ve ebedi yakarışı var.
İnsan vücudunda kan dolaşımını sağlamaktan öte, kalbin yaşamda çok farklı -yeni keşfedilen- başka hayati rolleri olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış bulunmaktadır.
Vaktiyle Nuh'un Gemisi olarak ünlenmiş mabedin engin ve kasvetli yıkıntıları, Karlı Dağlar'ın Altar (Sunak) Tepesi olarak bilinen o muazzam, mağrur zirvesinde durmaktadır. Geleneklerle bağdaştırdığımızda geçmişi, Büyük Tufan kadar eskidir.
Ruhani mevsimler, dışsal gücün (ve nefsani hırslar) peşinden koşmaktan çok, içsel gücün (ve ahlaki donanımlar) peşinden koşmanın gerekliliğini hatırlatan müstesna günlerdir.
Bütünün bir parçası olan insanın yaşamdaki konumu tıpkı asmadaki çubuk gibidir. Büyümesi, asmanın; yani bütünün koşullarına bağlı olarak gelişim göstermektedir.
Ruhani mevsimler, dışsal gücün (ve nefsani hırslar) peşinden koşmaktan çok, içsel gücün (ve ahlaki donanımlar) peşinden koşmanın gerekliliğini hatırlatan müstesna günlerdir.
Güvenli ve istikrarlı bir toplumda yaşamanın temel dayanağı ‘‘insan ve ahlak’’ konusunun fikren ve ruhen özümsenmesine bağlıdır. Çünkü noksan, eksik, zayıf olan insanın dünyadaki yegâne amacı, kendisini tamamlama bağlamında yaşamın anlam ve maksadını bulmasıdır.
Güvenli ve istikrarlı bir toplumda yaşamanın temel dayanağı ‘‘insan ve ahlak’’ konusunun fikren ve ruhen özümsenmesine bağlıdır. Çünkü noksan, eksik, zayıf olan insanın dünyadaki yegâne amacı, kendisini tamamlama bağlamında yaşamın anlam ve maksadını bulmasıdır.
Güvenli ve istikrarlı bir toplumda yaşamanın temel dayanağı ‘‘insan ve ahlak’’ konusunun fikren ve ruhen özümsenmesine bağlıdır. Çünkü noksan, eksik, zayıf olan insanın dünyadaki yegâne amacı, kendisini tamamlama bağlamında yaşamın anlam ve maksadını bulmasıdır.
Güvenli ve istikrarlı bir toplumda yaşamanın temel dayanağı ‘‘insan ve ahlak’’ konusunun fikren ve ruhen özümsenmesine bağlıdır. Çünkü noksan, eksik, zayıf olan insanın dünyadaki yegâne amacı, kendisini tamamlama bağlamında yaşamın anlam ve maksadını bulmasıdır.
Ruhani mevsimler, dışsal gücün (ve nefsani hırslar) peşinden koşmaktan çok, içsel gücün (ve ahlaki donanımlar) peşinden koşmanın gerekliliğini hatırlatan müstesna günlerdir.
Bilinmelidir ki, "ruho/ruh, fağro/beden, nafşo/nefis" "ܪܘܼܚܳܐ ܘܦܰܓܪܳܐ ܘܢܰܦܫܳܐ" sözcüğü Süryani edebiyatında en çok kullanılan tabirlerdendir. Bu da Süryani edebiyatında insanın bileşimini oluşturan "ruho/fağro/nafşo" tabirine/ifadesine ne kadar çok değer verildiğini göstermektedir.
ܐܝܟܢܝܘܬܐ ܕܪܝܼܫܬܐ ܕܪܚܫܐ ܒܚ̈ܝܐ ܝܘܡ̈ܝܐ ܘܒܪܘܚܐ ܕܙܒܢܢ܆ ܣܰܚܝܼܚܘܼܬܐ ܒܳܥܝܐ ܘܥܒܘܿܕܘܼܬܐ ܬܒܥܐ. ܘ ܡܢܨܚܐ ܠܦܬܝܼܚܘܬܐ ܕܫܘ̈ܬܐܣܐ ܪ̈ܟܝܟܐ ܘܪ̈ܡܝܼܣܐ ܝܬܝܪ ܡܢ ܗܿܢܘܢ ܕܡܬܒܝܢܢܘܬܗܘܢ ܦܟܝܼܪܐ܆
“Makāku” إذا كانت هذه المفردة تنحدرمن اللغة الأكادية, فلها دلالات متعددة منها الرحابة والاتساع, والانتشار والتمدد, وكذلك بمعنى النمو والقيادة. ‘Makaḫu’ إذا تم قبول الكلمة على هذا الأساس, فإنها تتفرع دلالياً إلى معان متعددة,
ܐܝܟܢܝܘܬܐ ܕܪܝܼܫܬܐ ܕܪܚܫܐ ܒܚ̈ܝܐ ܝܘܡ̈ܝܐ ܘܒܪܘܚܐ ܕܙܒܢܢ܆ ܣܰܚܝܼܚܘܼܬܐ ܒܳܥܝܐ ܘܥܒܘܿܕܘܼܬܐ ܬܒܥܐ. ܘ ܡܢܨܚܐ ܠܦܬܝܼܚܘܬܐ ܕܫܘ̈ܬܐܣܐ ܪ̈ܟܝܟܐ ܘܪ̈ܡܝܼܣܐ ܝܬܝܪ ܡܢ ܗܿܢܘܢ ܕܡܬܒܝܢܢܘܬܗܘܢ ܦܟܝܼܪܐ܆
“Makāku” إذا كانت هذه المفردة تنحدرمن اللغة الأكادية, فلها دلالات متعددة منها الرحابة والاتساع, والانتشار والتمدد, وكذلك بمعنى النمو والقيادة. ‘Makaḫu’ إذا تم قبول الكلمة على هذا الأساس, فإنها تتفرع دلالياً إلى معان متعددة,
Evrenin döngüsü sistemli ve kusursuz bir şekilde devam ederken, evrenin en değerli ve akıllı varlığı olan insanın ruhsal döngüsü neden düzensiz süregelir?
Süryani edebiyatının ve ruhaniyetinin derin kalemi ve ekolu kabul edilen Nusaybinli Aziz Mor Afrem’in (303-373) şiir türünde, aklıyla düşündüğü gönlüyle yazdığı sayısız edebi ve ebedi yakarışı var.
Süryani edebiyatının ve ruhaniyetinin derin kalemi ve ekolu kabul edilen Nusaybinli Aziz Mor Afrem’in (303-373) şiir türünde, aklıyla düşündüğü gönlüyle yazdığı sayısız edebi ve ebedi yakarışı var.
Süryani edebiyatının ve ruhaniyetinin derin kalemi ve ekolu kabul edilen Nusaybinli Aziz Mor Afrem’in (303-373) şiir türünde, aklıyla düşündüğü gönlüyle yazdığı sayısız edebi ve ebedi yakarışı var.
Kendinden memnun olma ki, idarecilerin kuşkuya düşmesin. Minnet yapma ki, kangren çağırılmayasın. Sopan çok sert olmasın ki, kovalamasın, kaçırmasın ve dağıtmasın.
Süryani edebiyatının ve ruhaniyetinin derin kalemi ve ekolu kabul edilen Nusaybinli Aziz Mor Afrem’in (303-373) şiir türünde, aklıyla düşündüğü gönlüyle yazdığı sayısız edebi ve ebedi yakarışı var.
Kendinden memnun olma ki, idarecilerin kuşkuya düşmesin. Minnet yapma ki, kangren çağırılmayasın. Sopan çok sert olmasın ki, kovalamasın, kaçırmasın ve dağıtmasın.
ܠܳܐ ܬܶܗܘܶܐ ܪܳܥܶܐ ܢܰܦܫܳܟ܆ ܕܠܳܐ ܢܶܬܦܰܠܓܽܘܢ ܥܰܠܠܳܢܰܝ̈ܟ ܠܳܐ ܬܶܗܘܶܐ ܣܳܐܶܡ ܚܽܘܼ̈ܒܠܶܐ܆ ܕܠܳܐ ܬܶܬܩܪܶܐ ܚܰܠܳܕܺܝܬܳܐ ܠܳܐ ܢܶܗܘܶܐ ܚܽܘܼܛܪܳܟ ܪܳܡܳܐ܆ ܕܪܳܕܶܦ ܘܡܰܥܪܶܩ ܘܰܡܒܰܕܰܪ
Temiz yürek ve sağlam ruh, insanlığa ve insaniyete dairdir. Birbirini besleyen bu iki kavram, fikri manada kendine özgü, basit ama çok derin anlamlara sahiptir. Sosyal ve ortak yaşam için gelişimin ve zenginleşmenin önünü açan büyük bir nimetin; yani adalet, vicdan, merhamet, sevgi, saygı, samimiyet, dürüstlük, sadakat, tutarlılık, empati, nezaket, edep ve adabın inceliklerini de barındırmaktadır.
Evrenin döngüsü sistemli ve kusursuz bir şekilde devam ederken, evrenin en değerli ve akıllı varlığı olan insanın ruhsal döngüsü neden düzensiz süregelir? Doğrusu, bu ruhsal döngünün düzensizliği birçok nedene ve etkene bağlıdır. Bu etkenlerin başında da ilahi, evrensel doğru ve hakikatle uyumsuzluk gelmektedir.
Her gün okumazsan, kitaplardan faydalanmazsan; Bil ki, şeytanlara yenilirsin ve aylaklardan sayılırsın. Aylaklar dışarıya çıkarılacak ve karanlıkta işkenceye maruz bırakılacaktır. Elleri ve ayakları bağlanarak cehenneme atılacaktır.
Evrenin döngüsü sistemli ve kusursuz bir şekilde devam ederken, evrenin en değerli ve akıllı varlığı olan insanın ruhsal döngüsü neden düzensiz süregelir?
Ya Rab, bende pak bir yürek yarat. Çünkü ilki bozuldu. Tahakkümü altına girdiği günahın kirliliğinden ötürü murdar oldu. Ya Rab, sözlerimi saf ve sağlam ruhla yenile. Ruhumun ikametgâhı içimde kalsın ki, bir daha hüzünlenmeme izin vermesin. Ruhtan aldığım birinci mükâfatı günahlarımın çokluğuyla kovdum ve istikrarından soyuldum.
Evrenin döngüsü sistemli ve kusursuz bir şekilde devam ederken, evrenin en değerli ve akıllı varlığı olan insanın ruhsal döngüsü neden düzensiz süregelir?
Evrenin döngüsü sistemli ve kusursuz bir şekilde devam ederken, evrenin en değerli ve akıllı varlığı olan insanın ruhsal döngüsü neden düzensiz süregelir?
ܥܰܠ ܝܽܘܠܦܳܢܳܐ ܘܩܶܪܝܳܢܳܐ ܕܰܟܬܳܒ̈ܶܐ ܘܝܽܘܬܪܳܢܳܐ ܕܡܶܢ ܝܺܕܰܥܬܳܐ ܘܰܐܡܺܝܢܽܘܬ ܩܶܪܝܳܢܳܐ ܟܽܠ ܝܰܘܡܳܐ ܕܠܳܐ ܩܳܪܶܐ ܐܰܢ̱ܬ܆ ܘܡܶܢ ܟܬܳܒ̈ܶܐ ܠܳܐ ܝܳܬܰܪ ܐܰܢ̱ܬ. ܕܰܥ ܕܡܶܢ ܫܺܐܕ̈ܶܐ ܡܶܙܕܟܶܐ ܐܰܢ̱ܬ܆ ܘܥܰܡ ܒܰܛܺܝ̈ܠܶܐ ܡܶܬܡܢܶܐ ܐܰܢ̱ܬ܀
Mardin is the name of an ancient civilization which has served as an abode of the truth of life, and of the life of truth. Mardin’s ancient civilization represents a virtual grammar of historical layers and stands for the encounter of a mind purified from selfishness, the love for truth, love for peace, and love for life.
ܠܫܢܐ ܡܿܢ ܒܰܝܬܐ ܗ̱ܘ ܪܰܒܐ ܕܡܰܪܕܘܼܬܐ. ܘܕܳܡܐ ܠܐܦܰܕܢܐ ܓܰܐܝܐ ܕܣܓܝ̈ܐܝܢ ܡܶܕܝܳܪ̈ܘܗܝ ܘܐܘ̈ܢܰܘܗܝ. ܘܟܰܕ ܚܳܐܝܢܢ ܒܗ܆ ܠܐ ܦܰܐܝܐ ܕܰܢܩܰܘܐ ܘܰܢܟܰܬܪ ܒܰܠܚܘܼܕ ܒܐܘܳܢܐ ܗܿܘ ܕܢܝܼܚܐ ܡܶܬܚܫܶܒ ܠܢ.
Bir gün yaşlı bir münzeviye sorarlar: "Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?" Münzevi cevap verir: "Yapacak çok işim var. İki şahin eğitmem gerekiyor. Ve iki kartal. İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek. Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek."
Bir Çeroki reisi hakkında çok eski bir Kızılderili öyküsü vardır. Büyük bir kabilenin reisi olan bu şef bir gün en çok sevdiği torununa biraz hayat bilgisi dersi vermenin zamanı geldiğine karar vererek onu ormana götürmüş.
Bilinmelidir ki, "ruho/ruh, fağro/beden, nafşo/nefis" "ܪܘܼܚܳܐ ܘܦܰܓܪܳܐ ܘܢܰܦܫܳܐ" sözcüğü Süryani edebiyatında en çok kullanılan tabirlerdendir. Bu da Süryani edebiyatında insanın bileşimini oluşturan "ruho/fağro/nafşo" tabirine/ifadesine ne kadar çok değer verildiğini göstermektedir.
Ego/nefis, ruhun şatosunda bekçilik yapan bir nöbetçi gibidir. Şatoya girişin karşılığı rüşvet ve sıvazlamadır. Çünkü ego/nefis, yerleşik algıların, kendini beğenmişliğin, üstünlük/bilgiçlik taslamanın, büyüklenmenin, kibrin, kalıp yargıların (stereotipler),
Bilinmelidir ki, "ruho/ruh, fağro/beden, nafşo/nefis" "ܪܘܼܚܳܐ ܘܦܰܓܪܳܐ ܘܢܰܦܫܳܐ" sözcüğü Süryani edebiyatında en çok kullanılan tabirlerdendir. Bu da Süryani edebiyatında insanın bileşimini oluşturan "ruho/fağro/nafşo" tabirine/ifadesine ne kadar çok değer verildiğini göstermektedir.
Bilinmelidir ki, "ruho/ruh, fağro/beden, nafşo/nefis" "ܪܘܼܚܳܐ ܘܦܰܓܪܳܐ ܘܢܰܦܫܳܐ" sözcüğü Süryani edebiyatında en çok kullanılan tabirlerdendir. Bu da Süryani edebiyatında insanın bileşimini oluşturan "ruho/fağro/nafşo" tabirine/ifadesine ne kadar çok değer verildiğini göstermektedir.
Bilinmelidir ki, "ruho/ruh, fağro/beden, nafşo/nefis" "ܪܘܼܚܳܐ ܘܦܰܓܪܳܐ ܘܢܰܦܫܳܐ" sözcüğü Süryani edebiyatında en çok kullanılan tabirlerdendir. Bu da Süryani edebiyatında insanın bileşimini oluşturan "ruho/fağro/nafşo" tabirine/ifadesine ne kadar çok değer verildiğini göstermektedir.
ܒܰܕܡܘܼܬ ܫܘܼܡܢܐ ܐܝܬܝܗܿ ܚܶܟܡܰܬ ܝܘܼܬܪ̈ܢܐ ܕܡܬܢܣܒܝܼܢ ܡܼܢ ܡܰܘ̈ܥܶܐ «ܡܝ̈ܳܥܐ» ܕܡ̈ܬܠܐ ܘ̈ܦܠܐܬܐ... ܕܓܳܫܦܝܼܢ ܘܩܳܝܬܝܼܢ ܒܕܘ̈ܟܝܳܬܐ ܚܶܫܘ̈ܟܳܬܐ ܘܥܰܩܪ̈ܳܬܐ ܪܚܝܼܩܐܝܬ ܡܼܢ ܟܠ ܚܰܝܠܐ ܩܛܝܼܪܳܝܐ ܓܰܘܳܝܳܐ ܘܒܰܪܳܝܳܐ. ܘܚܳܙܩܝܼܢ ܘܙܳܪܙܝܼܢ ܘܚܳܝܨܝܼܢ܆ ܐܢ ܩܰܛܝܼܢܐܝܬ ܡܬܬܡܝܼܨܝܢ ܘܡܬܚܰܟܡܝܼܢ...
In life, truth and reality often collide with each other, because internal frames of reference do not always fit external reference points. Since every person has a disntinct level of knowledge, each person’s capacity for perception and evaluation is different. A person can only ascribe meaning to the information suited to his own capacity. Perceptions that come from a high level of comprehension are formed,
Mardin is the name of an ancient civilization which has served as an abode of the truth of life, and of the life of truth. Mardin’s ancient civilization represents a virtual grammar of historical layers and stands for the encounter of a mind purified from selfishness, love of truth, peace, and love of life. Mardin is a name for enlightenment through which one attains a new dimension of inner development.
ܠܫܳܢܐ ܓܝܪ ܐܣܛܘܼܟܣܐ ܗ̱ܘ ܪܝܼܫܳܝܐ ܕܐܘܼܡܬܐ. ܘܰܩܠܝܼܕܐ ܗ̱ܘ ܕܦܳܬܚ ܬܪ̈ܥܐ ܕܐܝܼܬܘܼܬܐ ܡܛܠ ܗܝܼܝܘܼܬܐ ܟܢܘܼܫܝܳܝܬܐ ܘܐܘܼܡܬܳܢܳܝܬܐ. ܘܰܡܫܰܘܕܥܢܐ ܗ̱ܘ ܕܥܳܠܡܐ ܓܰܘܳܝܐ ܕܒܰܪܢܫܐ ܘܡܰܪܕܘܼܬܐ . ܘܠܫܢܐ ܡܿܢ ܣܘܪܝܝܐ ܥܡ ܕܝܠܝ̈ܬܗ ܝܕܝ̈ܥܳܬܐ ܘܰܦܪ̈ܝܼܫܳܬܐ܆ ܩܳܢܐ ܐܦ ܪܘܼܚܐ ܛܒ ܥܰܬܝܩܬܐ ܕܡܶܣܬܰܒܠܐ ܥܕܡܐ ܠܕܪ̈ܐ ܕܰܩܕܳܡ ܡܰܘܠܳܕܐ ܘܥܳܡܕܳܐ ܘܥܳܡܩܳܐ ܬܡܢ ܘܡܬܚܰܒܟܐ ܒܫܝܼܬܳܢܳܝܘܼܬܐ ܕܒܝܬܢܗܪܝܢ .
Ya Rab, beni ne kuzuları kesen kasap, ne de kasabın kestiği kurbanlık koyun yapma! Ya Rab, makam sahibi ve güçlü olanların yüzüne karşı hakikati haykırmama yardım et! Zayıfların takdirini kazanmak için yalan ve boş konuşmalara tevessül etmeme izin verme!
Abdal, (hali) değişen demektir, aptal değişmeyen, o nedenle ilki evrilir, ikincisi devrilir. Abdala malum olur, aptala bir şey olmaz. Aptal önemli olana değer verir, abdal değerli olana. Aptal hep haklı olmayı marifet bilir, abdal hep haklı olmamayı.
Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen; Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;
Ne kadar değerli olduğunu unutur! O unutsa da biz unutmamalıyız! Altıncı gün dolmak üzereydi. Ve Tanrı hala kadını yaratıyordu. Bir melek çıkageldi.
Midyat’a bağlı Anhel (Yemişli) köyünde doğan ve Almanya-Paderborn şehrinde yaşayan Musa Ergin’in koordinatörlüğünde ‘‘Kadim Halk Süryanilerden ŞLOMO’’ isminde yeni bir kitap yayınlandı.
Kitap okumak, baltamızı bilemeye benzer. Yaşam enerjimizin zinde kalmasını arzuluyorsak, bireysel ve toplumsal huzuru önemsiyorsak, yaptığımız işte başarılı ve doyumlu olmak istiyorsak,
Kitap okumak, baltamızı bilemeye benzer. Yaşam enerjimizin zinde kalmasını arzuluyorsak, bireysel ve toplumsal huzuru önemsiyorsak, yaptığımız işte başarılı ve doyumlu olmak istiyorsak,
Kitap okumak, baltamızı bilemeye benzer. Yaşam enerjimizin zinde kalmasını arzuluyorsak, bireysel ve toplumsal huzuru önemsiyorsak, yaptığımız işte başarılı ve doyumlu olmak istiyorsak,
Kitap okumak, baltamızı bilemeye benzer. Yaşam enerjimizin zinde kalmasını arzuluyorsak, bireysel ve toplumsal huzuru önemsiyorsak, yaptığımız işte başarılı ve doyumlu olmak istiyorsak,
29 Ağustos 2020 Cumartesi günü, Aydın-Didim ilçesinde Maril Resort Hoteli davul ve zurna töreniyle hizmete açıldı. Bu açılış, koronavirüs salgının olumsuz etkileri içinde bir nefes gibi heyecan yarattı.
29 Ağustos 2020 Cumartesi günü, Aydın-Didim ilçesinde Maril Resort Hoteli davul ve zurna töreniyle hizmete açıldı. Bu açılış, koronavirüs salgının olumsuz etkileri içinde bir nefes gibi heyecan yarattı.
Kitap okumak, baltamızı bilemeye benzer. Yaşam enerjimizin zinde kalmasını arzuluyorsak, bireysel ve toplumsal huzuru önemsiyorsak, yaptığımız işte başarılı ve doyumlu olmak istiyorsak,
Türkiye’nin seçkin düşünür/yazarlarından biri olan değerli dostum Ali Riza Malkoç’un izniyle, kendisinin yazmış olduğu ve KDY (Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık)’nin Mart 2020’de yayınlamış olduğu ‘‘Kitap İnceleme Yazıları’’ isimli kitaptan faydalanarak,
Türkiye’nin seçkin düşünür/yazarlarından biri olan değerli dostum Ali Riza Malkoç’un izniyle, kendisinin yazmış olduğu ve KDY (Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık)’nin Mart 2020’de yayınlamış olduğu ‘‘Kitap İnceleme Yazıları’’ isimli kitaptan faydalanarak,
Türkiye’nin seçkin yazarlarından biri olan değerli dostum Ali Rıza Malkoç'un beklenen "Anadolu Ortak Aşk Medeniyeti" adlı kitabı yayınlandı. Kitap, 245 sayfa, toplumsal, düşünsel, hukuksal bir roman kurgusu olarak, "Anadolu Ortak Aşk Medeniyeti” adıyla KDY'den yayınlanmıştır.
Varoluşundan bu yana, insanoğlu yaşamını devam ettirecek temel gereksinmeler için devamlı didinip durmaktadır. İnsanlar bu uğraşın bir sonucu olarak, tarihi süreç içinde, genelin yararını gözeten çeşitli icatlara ve yeniliklere imza attı. Bütün icatları, "yaradanın" bağışladığı, en önemli varlığı olan düşünme yeteneği ile -yani "akılla"- gerçekleştirdiği tartışma götürmez bir gerçek olarak, uluorta bizi aydınlatmaktadır.
Lieserl, daughter of the famous genius in the late 1980s, donated 1,400 letters written by Einstein to a university; He had only one condition: his content would not be published until 20 years after his father died. This letter you will read is just one of those letters written for Lieserl Einstein ...
An interesting method was used to tame elephants in India. A hole is dug in the forest floor, large enough for the elephant to fall into, and it is covered with branches.
Four candles were burning quietly in one room. There was such a profound silence prevailing in the room that even the whisper-shaped conversations between them could easily be heard.
One day a man found a butterfly cocoon. A butterfly appeared through the small hole in the cocoon ... The man sat and watched the butterfly try to get out of this hole for hours. For a moment the movement stopped.
Gaslighting means "Gas Lamp", although it does not have its exact equivalent in Turkish. I think it will be useful to understand this concept because of the negative effects it brings to life. Therefore, I present this article for the readers' information here.
A dying farmer gathered them all around him to teach his sons a lesson and said: “My sons, I will die soon. So I want you to know that there is a hidden treasure somewhere in the vineyard. If you dig it, you'll find it. ''
When a person is angry, life energy is pushed to both sides and becomes sharp-edged, rather than flowing like water or slippery rocks. This gets inside the body and damages the organs. Anger is just like a spear that hurts the body and is difficult to remove.
Bir yolcu gemisi yolculuk esnasında kopan bir fırtınada batar ve içindekilerden sadece iki adam küçük ve ıssız bir adaya yüzmeyi başarırlar.
Son bilimsel araştırmalar kalbin kan pompalayan bir organdan çok öte olduğunu gösteriyor. İnsan vücudunda en güçlü ritmik elektromanyetik alanın kalbinki olduğu anlaşılmıştır. Kalbin manyetik alanı,
Tanrı’dan, beni alışkanlıklarımdan kurtarmasını diledim. Bana dedi ki; “Olmaz… Kurtuluşu bende değil, kendinde ara!…” Tanrı’dan, bana sabırlı olmayı bahşetmesini diledim. Bana dedi ki; “Olmaz… Sabır, büyük sıkıntılarla yan yana anılır, bahşedilmez, öğrenilir…’’
Üniversite mezunu sınıf arkadaşları yıllar sonra buluşurlar ve profesörlerini ziyarete giderler. Profesörün evinde koyu bir sohbet başlar. Kimi işinden memnun değildir, kimi kocasından. Kimi kaç yıldır o arabayı istemektedir. Bir diğerinin kayınpederi hastadır, "yoruluyorum",
Hiç bir şey düşmanımız değil, her şey bizim kendimiz olmamız için hizmet ediyor. Bilincin yükselmesiyle neye nasıl bakman gerektiğini öğrenirsin. Hiç bir şey gereksiz ve anlamsız değil kendi yerinde. Fakat bilinç neyin hangi boyutta anlamlı, hangi boyutta anlamını yitirdiğini bilir...
Bir odada dört mum sessizce yanıyordu. O kadar derin bir sessizlik hüküm sürüyordu ki odada, aralarındaki fısıltı şeklindeki konuşmalar bile rahatlıkla işitiliyordu. Birinci mum “Benim adım BARIŞ” dedi. Ancak kimse benim sürekli yanık kalıp, etrafıma ışık saçmama yardımcı olmuyor.
Hindistan'da filleri evcilleştirmek için ilginç bir yöntem kullanılırmış. Orman zeminine, filin içine düşebileceği büyüklükte bir çukur kazılır ve üzeri dallarla örtülür. Yavru fil gelip dallara bastığında çukurun içine düşer.
1980’lerin sonunda ünlü dehanın kızı olan Lieserl, Einstein’ın yazdığı 1400 mektubu bir üniversiteye bağışladı; tek bir şartı vardı: Babasının ölümünün üzerinden 20 yıl geçene kadar içerikleri yayınlanmayacaktı. Bu okuyacağınız mektup Lieserl Einstein için yazılan o mektuplardan sadece bir tanesi…
بعض المدن هي المدن المركزية للحضارات والثقافات. إنهم في وضع حجر الزاوية للارتفاعات والانحدارات البشرية . ماردين هي مدينة من هذا النوع [1]. يتحدث بها كثيرًا، ولكنها أقل بحثًا في المدينة . منذ جذورها التاريخية، تشبه ماردين توأمتين باسمها باللغة السريانية. في اللغة السريانية “Merdo” تعني “القلعة” ، و “Merdin” تعني “القلاع” [2]. لأن ماردين هو اسم المكان المحصن الذي يقع بين المدارس السريانية في نيسيبيس وأورفا (إديسا)، والتي تعتبر واحدة من أقدم الجامعات في العالم .
ما يجعل الانسان خالدا هو معدات القيم الانسانية التي يحملها بعناية في عالمه الداخلي.. الشيء الرئيسي هو ما يفعله مع هذه البحرية الاخلاقية، كيف يعيش، ما يخدم، في تدفق الحياة….? 2 نوفمبر 1969 كان يوما غطت فيه الغيوم المظلمة ماردين. توفي اليوم ابو حسيو هانا دولاباني قلم الرصاص العظيم لثقافة واداب السرياني. لقد كان سيد / مالفونو عظيم ومخضرم.
بعض المدن هي المدن المركزية للحضارات والثقافات. إنهم في وضع حجر الزاوية للارتفاعات والانحدارات البشرية . ماردين هي مدينة من هذا النوع [1]. يتحدث بها كثيرًا، ولكنها أقل بحثًا في المدينة . منذ جذورها التاريخية، تشبه ماردين توأمتين باسمها باللغة السريانية. في اللغة السريانية “Merdo” تعني “القلعة” ، و “Merdin” تعني “القلاع” [2]. لأن ماردين هو اسم المكان المحصن الذي يقع بين المدارس السريانية في نيسيبيس وأورفا (إديسا)، والتي تعتبر واحدة من أقدم الجامعات في العالم .
لجنة جائزة الكاتب والشاعر الملفونو سعد سعدي ل”تشجيع وتطوير الأدب السرياني” التي تقدم سنويا لعدد من المؤسسات والأفراد، تتشرف بتقديم الجائزة لعام ٢٠٢٠ للأديب والباحث الملفونو يوسف بكتاش، تقديرا لجهوده وبحوثه وعطاءاته المستمرة في إحياء وتطوير اللغة والتراث السرياني. وتأسف اللجنة لتقديمها الجائزة عبر الإنترنيت نظرا لصعوبة واستحالة السفر بالظروف الحالية.
لجنة جائزة الكاتب والشاعر الملفونو سعد سعدي ل”تشجيع وتطوير الأدب السرياني” التي تقدم سنويا لعدد من المؤسسات والأفراد، تتشرف بتقديم الجائزة لعام ٢٠٢٠ للأديب والباحث الملفونو يوسف بكتاش، تقديرا لجهوده وبحوثه وعطاءاته المستمرة في إحياء وتطوير اللغة والتراث السرياني. وتأسف اللجنة لتقديمها الجائزة عبر الإنترنيت نظرا لصعوبة واستحالة السفر بالظروف الحالية.
اعلنت اللجنة الخاصة بجائزة الكاتب والشاعر الملفونو سعد سعدي ل"تشجيع وتطوير الأدب السرياني" التي تقدم سنويا لعدد من المؤسسات والأفراد، بتقديم جائزتها بنسختها لهذا العام 2020 للأديب والباحث الملفونو يوسف بكتاش، تقديرا لجهوده وبحوثه وعطاءاته المستمرة في إحياء وتطوير اللغة والتراث السرياني واعلنت اللجنة عن اسفها لتقديمها الجائزة عبر الإنترنيت نظرا لصعوبة واستحالة السفر بسبب الاجراءات الوقائية للحد من تفشي فايروس كورونا
Hayatın akışı içinde maddiyatın dağı ne kadar büyük ve yüksek olursa olsun, kültürün yolu onun üzerinden geçer. Veren el olmanın yolu, maddiyatın doğrularıyla değil, kültürün doğrularıyla açılır.
Hayat çetele tutmak değildir. Seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, kiminle evli olduğun demek de değildir. Kimi öptüğün, hangi sporu yaptığın veya kimlerin seni sevdiği de değildir. Hayat ayakkabıların, saçın, derinin rengi, nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir.
Zengin bir adam Mercedes arabası ile şehirdeki dar bir yoldan geçiyordu. Birden, yoluna aniden fırlayarak elindeki taşı arabasına atan bir çocuk gördü. Kapısına çarpan taşın sesi ile ani fren yapınca, arabası kaldırım taşına çarparak durabildi.
Soğukluğun ve Karanlığın Anlamı Bir öğrenci ayağa kalkar ve profesöre şu soruyu sorar: – “Soğuk var mıdır sayın Profesör?..” Profesör şaşırır: – “Nasıl bir soru bu böyle?.. Tabii ki var” diye cevaplar… “Sen hiç soğukta üşümedin mi?..” Bunun üzerine çocuk şöyle söyler:
As I walked the alleys of wisdom on a day as transparent as it could be, two signs suddenly appeared before me. One of them said "grocery store" , on the other "supermarket" . There, some information written in ancient letters on a public spot was broadcast with attractive visuals. I could not find out what happened. However, it attracted the attention of passersby.
Truth and employees to explain the meaning of life the words of magical connotation, produce what they intended to salve the moral wounds saints Syrian malfone of / masters of kalam and pen on, I try to understand the feelings of the heart doctor " Human rights and the truth accuracy, creation who also becomes human when acting morality" real face to face At the beginning of my words, I would like to emphasize my stay.
Famous writer Tom Bodett explains the difference between school and life as follows: “At school, he first takes lessons; then you will be tested. Life takes the exam first; you will learn your lesson later. ''
When I try to understand the feelings of the sainted Syriac malfones / masters, theologians and pen masters, and heart doctors, who try to explain the meaning of truth and life with the magical connotations of words, and who aim to be an ointment to spiritual wounds with their creations, with the fact that `` When human behaves with truth and truth, and with morality to the creatures '' At the beginning of my words, I especially want to emphasize that I was confronted.
When I try to understand the feelings of the sainted Syriac malfones / masters, theologians and pen masters, and heart doctors, who try to explain the meaning of truth and life with the magical connotations of words, and who aim to be an ointment to spiritual wounds with their creations, with the fact that `` When human behaves with truth and truth, and with morality to the creatures '' At the beginning of my words, I especially want to emphasize that I was confronted.
If the water mill starts to hold the water it uses, it will soon drown in that stagnant water. However, if the water flows freely, the energy created by the water becomes a value for the mill. Truth and employees to explain the meaning of life the words of magical connotation, produce what they intended to salve the moral wounds saints Syrian malfone of / masters of kalam and pen on, I try to understand the feelings of the heart doctor " Human rights and the truth accuracy, creation who also becomes human when acting morality" real face to face At the beginning of my words, I would like to emphasize my stay.
When I try to understand the feelings of the sainted Syriac malfones / masters, theologians and pen masters, and heart doctors, who try to explain the meaning of truth and life with the magical connotations of words, and who aim to be an ointment to spiritual wounds with their creations, with the fact that `` When human behaves with truth and truth, and with morality to the creatures '' At the beginning of my words, I especially want to emphasize that I was confronted.
In the shade of a tree the man was reading a philosophy book. At one point he looked up at the tree. - I wish I were a tree, if I lived without thinking, he said. Suddenly the tree spoke: - I don't seem to think, maybe, but I can teach thinking people so many lessons, he said. The man excitedly: - I would like to listen to you, he said.
A boy on the street was watching him as the shoemaker placed his newly brought goods on display. Is to shut down schools, it was much in demand for athletic shoes. Although the goods were not considered luxury, they were enough for a small shop. Putting the most beautiful of them on the front, the boy moved a little closer to the window. But he was using a crutch. And with difficulty ...
Our whole life is the continuous fulfillment of our subconscious and conscious intentions. Each person has their own great life path; it is determined by the subconscious. It is very important for us to know that our subconscious mind fulfills certain positive intentions for us. I deeply believe that human beings have a complex balance. That's why nothing just turns out to be for him.
You sign an agreement with every word you use. With yourself, with the other person, and with the whole universe! If a person is wondering what they will experience in the future, look at what they are talking about today.
An ant saw a pencil drawing various pictures on white paper and was astonished ... To the ant next to him; "Look at this pen, how wonderfully embellished the empty white paper with embroidery ..." The other ant; "What a pen! Can't you see, fingers hold that pen, it is those fingers that make all those embroidery ornaments ..."
The man and his only life friend, his dog, died together in an accident. They found themselves in front of a magnificent view. A garden decorated with colorful flowers, a door made of gold, a woman in white. The man asked the woman: "Where is this place?" The woman smiled at him: "Heaven, sir."
عندما أحاول أن أفهم مشاعر القدَيسين والملافنة السريان / الأساتذة وعلماء اللاهوت وأرباب الكلام وحكماء القلوب الذين يحاولون شرح معنى الحقيقة والحياة بالصياغات السحرية للكلمات والذين يهدفون إلى أن يكونوا مرهمًا للجروح الروحية في إبداعاتهم. حينما أحاول ذلك أود أن أؤكد في بداية كلامي الحقيقة التالية “البشر يصبحون بشرًا عندما يتعاملون مع الحق والحقيقة بنزاهة و مع المخلوقات بطريقة أخلاقية”.
عندما أحاول أن أفهم مشاعر القدَيسين والملافنة السريان / الأساتذة وعلماء اللاهوت وأرباب الكلام وحكماء القلوب الذين يحاولون شرح معنى الحقيقة والحياة بالصياغات السحرية للكلمات والذين يهدفون إلى أن يكونوا مرهمًا للجروح الروحية في إبداعاتهم. حينما أحاول ذلك أود أن أؤكد في بداية كلامي الحقيقة التالية “البشر يصبحون بشرًا عندما يتعاملون مع الحق والحقيقة بنزاهة و مع المخلوقات بطريقة أخلاقية”.
الكاتب والاديب يوسف بكتاش يحظى بجائزة الشاعر سعد سعدي لتطوير الادب السرياني اعلنت اللجنة الخاصة بجائزة الكاتب والشاعر الملفونو سعد سعدي ل”تشجيع وتطوير الأدب السرياني” التي تقدم سنويا لعدد من المؤسسات والأفراد، بتقديم جائزتها بنسختها لهذا العام 2020 للأديب والباحث الملفونو يوسف بكتاش، تقديرا لجهوده وبحوثه وعطاءاته المستمرة في إحياء وتطوير اللغة والتراث السرياني واعلنت اللجنة عن اسفها لتقديمها الجائزة عبر الإنترنيت نظرا لصعوبة واستحالة السفر بسبب الاجراءات الوقائية للحد من تفشي فايروس كورونا.
الكاتب والاديب يوسف بكتاش يحظى بجائزة الشاعر سعد سعدي لتطوير الادب السرياني اعلنت اللجنة الخاصة بجائزة الكاتب والشاعر الملفونو سعد سعدي ل”تشجيع وتطوير الأدب السرياني” التي تقدم سنويا لعدد من المؤسسات والأفراد، بتقديم جائزتها بنسختها لهذا العام 2020 للأديب والباحث الملفونو يوسف بكتاش، تقديرا لجهوده وبحوثه وعطاءاته المستمرة في إحياء وتطوير اللغة والتراث السرياني واعلنت اللجنة عن اسفها لتقديمها الجائزة عبر الإنترنيت نظرا لصعوبة واستحالة السفر بسبب الاجراءات الوقائية للحد من تفشي فايروس كورونا.
It is said that; "Life is boring and tempered." We have to develop peace, love of life, responsibility, loyalty, loyalty, respect, governance, interaction, transformative relations, in a word, democratic mentality, in our practice and in our sphere of influence, in order not to suffer tedium. This is a humanitarian obligation for human dignity ...
By way of self-criticism, Bar Hebraeus (1226-1286), warns: "Do not be a fool and assume that whatever you do not know does not exist. For what you do know, pales in comparison to what you do not." All the wise philosophers that preceded him affirm this with the words, "I know that I know nothing." Yes, though everyone thinks they know, knowing is not what matters.
When trying to understand the deeper feelings of my dear Syriac masters, malfones (teachers), connoisseurs of word and pen, healers of the soul who tried to describe the meaning of life and truth through the magical associations of words, and who aspired to salve our spiritual wounds with their creations, I was immediately confronted with the truth of the words, “Humans are human when they act righteously toward God and Truth, and morally toward creation.”
Famous writer Tom Bodett explains the difference between school and life as follows: “At school, he first takes lessons; then you will be tested. Life takes the exam first; you will learn your lesson later. ''
Famous writer Tom Bodett explains the difference between school and life as follows: “ At school, he first takes lessons; then you will be tested. Life takes the exam first; you get your lesson later. '' The tests of life are often fraught with pain. The important thing is to learn the lesson without taking that exam or writhing. It is to raise awareness. There are many ways to do this. However, growing the spirit and gaining knowledge is one of the main ways.
From the get-go, I want to stress that when trying to understand the feelings of dear Syriac masters / malfones, connoisseurs of word and pen, healers of the soul who tried to describe the meaning of life and truth through the magical associations of words and aspired to salve our spiritual wounds with their creations, I was faced with the truth of the words, “Humans are human when they act righteously toward God and truth, and morally toward creation.”
بينما كنت اتمشى في أروقة الحكمة في يوم رائق, انتصب أمامي فجأة إعلانان. كان مكتوباً “ماركت” على أحدهما، و”سوبر ماركت” على الأخرى. وتم نشر بعض المعلومات مكتوبة بحروف قديمة على القارمة بشكل عام مع صور جذابة. لم أتمكن من معرفة ما حدث. ومع ذلك، كانت تجذب انتباه المارة. في محاولة لفهم المعلومات المتدفقة على الشاشة، وجدت نفسي فجأة عند مفترق طرق. فحصت جيبي، ودخلت الاتجاه الذي يظهر طريق “السوبر ماركت”. بعد مشي متعب، وصلت إلى حيث كان من المفترض أن أصل. فتح باب السوبرماركت الأوتوماتيكي على الفور. وجدت نفسي بالداخل. كانت الصالة نظيفة للغاية ومليئة بالأكسجين. كانت البيئة مريحة وممتعة. كانت نسمات البيئة كافية لتأخذني إلى أعماق التاريخ. الأدب السرياني كان قد فرش أمامي حرفياً.
From the get-go, I want to stress that when trying to understand the feelings of dear Syriac masters / malfones, connoisseurs of word and pen, healers of the soul who tried to describe the meaning of life and truth through the magical associations of words and aspired to salve our spiritual wounds with their creations, I was faced with the truth of the words, “Humans are human when they act righteously toward God and truth, and morally toward creation.”
بينما كنت اتمشى في أروقة الحكمة في يوم رائق, انتصب أمامي فجأة إعلانان. كان مكتوباً “ماركت” على أحدهما، و”سوبر ماركت” على الأخرى. وتم نشر بعض المعلومات مكتوبة بحروف قديمة على القارمة بشكل عام مع صور جذابة. لم أتمكن من معرفة ما حدث. ومع ذلك، كانت تجذب انتباه المارة. في محاولة لفهم المعلومات المتدفقة على الشاشة، وجدت نفسي فجأة عند مفترق طرق. فحصت جيبي، ودخلت الاتجاه الذي يظهر طريق “السوبر ماركت”. بعد مشي متعب، وصلت إلى حيث كان من المفترض أن أصل. فتح باب السوبرماركت الأوتوماتيكي على الفور. وجدت نفسي بالداخل. كانت الصالة نظيفة للغاية ومليئة بالأكسجين. كانت البيئة مريحة وممتعة. كانت نسمات البيئة كافية لتأخذني إلى أعماق التاريخ. الأدب السرياني كان قد فرش أمامي حرفياً.
By way of self-criticism, Bar Hebraeus (1226-1286), warns: "Do not be a fool and assume that whatever you do not know does not exist. For what you do know, pales in comparison to what you do not." All the wise philosophers that preceded him affirm this with the words, "I know that I know nothing." Yes, though everyone thinks they know, knowing is not what matters. It is a matter of knowing that one does not know. Of knowing oneself.
It is said that; "Life is boring and tempered." We have to develop peace, love of life, responsibility, loyalty, loyalty, respect, governance, interaction, transformative relations, in a word, democratic mentality, in our practice and in our sphere of influence, in order not to suffer tedium. This is a humanitarian obligation for human dignity ...
İnsanın dünya(sın)da (yaşamında) bir şeyleri gerçekleştirebilmesi için öncelikle dışarıda olanı değil, içerideki inançların oluşturduğu yazılımı değiştirip, yenilemesi ve oluşan yeni enerjileri iyi bir şekilde yönetebilmesi gerekir.
When trying to understand the deeper feelings of my dear Syriac masters, malfones (teachers), connoisseurs of word and pen, healers of the soul who tried to describe the meaning of life and truth through the magical associations of words, and who aspired to salve our spiritual wounds with their creations, I was immediately confronted with the truth of the words, "Humans are human when they act righteously toward God and Truth, and morally toward creation."
Köyün birine eski zamanda bir çakmak getirmişler, çakmak o kadar kıymetli ki sağı-solu yakmaması, yanlış işlerde kullanılmaması için güvenilir birine teslim etmek gerekiyormuş. Köylüleri toplayıp bu ateş aletini kime verelim diye sormuşlar, köylüler de muhtarı salık vermiş, ihtiyaç duydukça alır, ateşimizi yakarız, demişler.
Genç adam iyi bir terziymiş. Bir dikiş makinesi ve küçücük bir dükkânı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir ama pek az para kazanırmış. Çok soğuk bir kış gecesi dükkânı kapatırken elektrik sobasını açık unutmuş ve çıkan yangın onun felaketi olmuş. Artık ne bir işi varmış ne de parası.
Denilir ki; “Hayat usandırır ve uslandırır.” Usanmalara ve uslanmalara uğramamak için pratiğimizde ve etki alanımızda, barışı, yaşam severliği, sorumluluğu, sadakati, vefayı, saygıyı, yönetişimi,
Ünlü yazar Tom Bodett okul ile hayat arasındaki farkı şöyle açıklar: ‘‘Okulda önce dersleri alır; sonra sınava tabi tutulursunuz. Hayat ise önce sınavı yapar; dersinizi sonra alırsınız.’’
Famous author Tom Bodett states the difference between school and life with the words: "At school, you take your classes first, then your exams. Whereas life first tests you and then you learn your lesson."
Adamın birinin babadan yadigâr antik ipek bir halısı varmış. Satmaya karar vermiş. Ona göstermiş buna göstermiş, ama kimse talip olmamış. Sonunda zengin birini bulmuş ve ona götürmüş. Zengin halıya bir bakmış ve sormuş, kaç para? Adam cevap vermiş: 100 altın. Zengin tereddüt etmeden tamam demiş ve çıkartıp 100 altın vermiş.