Article - Karyo Hliso
Yusuf Begtas:


BENLİĞİ BULMAK

Malfono Yusuf Beğtaş
BENLİĞİ BULMAK

Yolda olmak ve yolda kalmak için ‘‘bilmek, yapmak, olmak’’ yolculuğunda VAR OLMAK için insanın kendi benliğini bulması ve bilmesi çok büyük önem taşımaktadır.

Var olmak, kendini bilme, kendini bulma, kendi olma, kendini aşma ve başkasına ulaşma yolculuğunun nihayetinde ulaşılan bir olgunluk aşamasıdır. Var olmak, bu anlamda, kişinin nefsiyle mücadelesini kazanması, büyüklük-küçüklük gibi bütün kompleksleri yenerek kendine gelmesi ve kendini aşması yolculuğudur.

Düşünce tarihinin değişmeyen bu temel gerçeği, KENDİNİ BİL mottosu birçok öğretide farklı şekillerde kullanılmaktadır. 

Ancak ‘‘Ey insan, kendini tanı!’’ deyişiyle dile gelen bu düşüncenin tarihsel arka planı Süryani kültürüne aittir. Daha önce bu konuda bazı bilgiler paylaşmıştım.

Aziz Mor Afrem (306-373) ‘‘Kendine odaklanırsan, yasaya ihtiyacın olmaz. Kâinatı anlarsan, düzene ihtiyacın olmaz’’ deyişiyle insanı kendini tanımaya ve kendi benliğini bulmaya yönlendiren bu düşüncenin boyutlarını daha üst bir aşamaya taşıyarak mana dünyasına katkıda bulunmaktadır. 

Benliği bulma konusunda taşıdığı anlam ve önemden ötürü aziz Mor Afrem’in verili linkteki şiirini Türkçeye çevirdim. Hiçbir yerde görmeyeceğimiz bir eğitimin güzelliğini taşıyan bu metni önemle okumanızı ve tefekkür etmenizi tavsiye ediyorum.

Zira çağdaş ünlü yazar Jiddu Krishnamurti (1895-1986)’ya göre, ‘‘Kendini tanımak bilgeliğin başlangıcıdır. Evrenin sırrı kendini tanımada yatar. Bu kendiniz dışında, hiç kimsenin size veremeyeceği bir eğitimdir ve güzelliği de buradadır. Kesintisiz bir dikkat ve sürekli sorgulayan bir zihin gerektirir. Gözlemleyerek, mücadele ederek, mutlu olarak ve hüzünlenerek öğrenmek zorundasınız.’’

Benliğimizi Nasıl Buluruz?

Ey talip, sükûneti talep et, et ki benliğin onunla yaşayabilsin.

Kendine bakan (göz) ol, kendinden başka yöne bakma.

Kendinden başka yöne bakarsan kendini bulamazsın.

Dış duyguların (birbiriyle) barışık olsun ki iç duyguların da sükûnete kavuşabilsin.

Hayatı(nı) kendine doğru çekersen, benliğinin gözü olursun.

Dış hasarlardan sakın, sakın ki kendinde anlamları bulasın.

Gözlerindeki bakışını kendinde topla, topla ki geleceğe odaklanabilesin.

Hâl diliyle sükûneti talep et çünkü fikir ve bilginin kaynağı odur.

Kendi benliğinle sükûnet içerisinde olursan, Allah’ın sükûnetini (de) hissedersin.

Konuşma ihtiyacı duymadan sükût edersen, varoluşun/mevcudîyetin ihtişamı seni kabul eder/seni kuşatır.

Şöyle denildiğini gör (mez misin?):

Kişideki dış duygular (birbiriyle) barışık olursa, iç duygularda (birbiriyle) barışık olur.

(Böylelikle) bize, nice iyilikler nice güzellikler ulaşır.

Zahiri sözlerden sükût edersek, kendimizde sonsuz anlamlar buluruz.

Bakışlarımız kendimize dönük olursa, (işte o zaman) geleceği (de) tefekkür edebiliriz.

Yalnızlaşırsak şayet, yüreğimiz bilginin kaynağına dönüşür.

Diğer ilahi cümleleri (de) siz sorgulayın.

Sorgulayın ki Allah’ın sükûnetini hissedebilesiniz.

Sorgulayın ki mevcûdiyetin ihtişamlı esası sizde erdem bulsun, (sizde bir melekeye dönüşsün).

Nusaybinli Mor Afrem (306-373)

Süryaniceden Türkçeye Çeviri: Yusuf Beğtaş


 
Please Leave Your Thinking

Leave a Comment

You can also send us an email to karyohliso@gmail.com