Article - Karyo Hliso
Yusuf Begtas:


LÜTUF

LÜTUF

Lütuf biz büyük bir acı ya da bunalım içindeyken 

ansızın uğrar bize.

Anlamsız ve boş bir hayatın karanlık vadisinde, 

Öyle amaçsız, yürüyüp giderken, 

eliyle koymuş gibi, birden bulur bizi.

 

Sevdiğimiz ya da yabancılaştığımız 

bir başka hayatın kutsallığını bozduğumuz için,

 O'ndan kopuşumuzun

her zamankinden daha derin olduğunu, 

daha diplerden başladığını hissettiğimizde, 

evet, ansızın, sevgiyle yakalar bizi.

 

Kendi varlığımıza yönelmiş hoşnutsuzluğumuz, 

ilgisizliğimiz, zayıflığımız, düşmanlığımız 

ve yön duygusundan yoksunluğumuz 

bizim için artık dayanılmaz olduğu zaman

 beklenmedik biçimde 

birden çıkıverir karşımıza.

 

Hayata dair gerçekleşmesi yıllarca, 

yıllarca özlemle beklenen bütünlük olgusu 

ortalıkta gözükmediği zaman, eski zorlantıların içimizde, 

önceki onlarca yıl olduğu gibi

 

bizi yönetmeyi sürdürdükleri 

ve umutsuzluğun, bütün neşemizi, 

cesaretimizi yıkıp yok ettiği dönemlerde 

bulutların arasında ilkbahar güneşi gibi

ansızın doğar içimize. 

Böyle anlarda bazen bir ışık dalgası 

içimizdeki karanlığı yararak diplere iner. 

Şunu söyleyen bir ses gibidir o, 

"Kabul edildiniz!"

 

Sizden daha büyük, sınırsızca büyük 

ve sizin, adını bilmediğiniz 

biri tarafından kabul edildiniz!

 

İşte bu olmuştur bize 

Ve bu olduysa bize, 

Lütuf koyduğu yerde 

bulmuş ve çarpmıştır bizi!

 

Başka bir hayatı kabul edebilme gücü olarak 

tecrübe ederiz ilahî lütfu, 

bu başka hayat bizim için düşmanca 

ve yorucu, tüketici olsa bile... 

çünkü biliriz, hissederiz, lütufla, rahmetle 

aynı Menşe'ye, aynı Kaynak'a ait olduğumuzu 

ve O'nun tarafında kabul edildiğimizi.

 

Cinslerin, ulusların, ırkların 

birbirinden trajik kopuşlarını, 

hatta insanla doğa arasında doğabilecek 

en büyük yabancılaşmayı aşabilen lütfu, 

rahmeti, lütfu tecrübe ederiz.

 

Lütuf bazen bu kopuşların, 

bu yabancılaşmaların içinde bizi

 ait olduğumuz kimselerle

bütünleştirmek için bizi arar bulur, 

ve kendini bize gösterir. Hayat, hayata aittir çünkü. 

O, 'bizi arayıp bulduğu zaman' 

kendimize "evet!" deme gücünü 

buluruz kendimizde... 

barış ruhu doldurur içimizi 

ve bizi bütünleştirir...

 

kendimize ve birbirimize yönelik 

nefret ve aşağılama yok olur gider o zaman... 

benliğimiz kendi kendiyle 

ve öteki herkesle, her şeyle yeniden bütünleşir...

 

Filozof Paul Tillich (1886-1965)

 (Çeviren: Cahit Koytak)

Kaynak:

Kemal Sayar, Ruhun Derin Yaraları, Kapı Yayınları, İstanbul, 7. Baskı, Eylül 2020, s. 7-9


 
Read more articles

Turkish Articles




Please Leave Your Thinking

Leave a Comment

You can also send us an email to karyohliso@gmail.com