Egomuz, nefsimiz; maneviyatımızı şekillendiren yaşam öğretisinin elinde şayet kar gibi erimiyorsa, o öğreti nefsimizin elinde kar gibi erimeye mahkûm olur.
Şartlan(dırıl)mış bilinçle bu olumsuz durumdan kurtulamayız!
Zihnimizi ve kalbimizi titreten ilahi sistemi kabul etme ve anlama çabası, şartlandırılmış bilinçten kurtulma çabalarında hayati etkilere sahiptir.
İlahi sistemin dilini anladığımızda ve bunun gereklerini yerine getirdiğimizde asıl uyanış başlamış olur.
Kendini yönetebilmenin ve kendini tanımanın yolu buradan geçer.
Kendini yönetebilen ve kendini tanıyan insan; duygu, düşünce ve davranışlarının farkında olur. Egodan uzaklaşmayı göze alır.
Ancak şartlan(dırıl)mış bir gerçeklik içinde insanın kendini tanıması ve egodan uzaklaşması hiç kolay değildir.
Şartlan(dırıl)mış bilinçte potansiyelimizi ve yaşama sevincimiz hep dışarıda aradık. Ve bulamadık.
Şartlan(dırıl)mış gerçeklikten kurtulduğumuzda, yaşama sevincinin dışarıda değil, içimizde olduğunu anlarız.
İşte o zaman egomuz ve nefsimiz; maneviyatımızı şekillendiren öğretinin elinde kar gibi erimeye başlar. Ve ruhun enerjisi ortaya çıkar.
İşte o zaman egodan ayrılma, egodan uzaklaşma, bencilliği ve kıskançlığı yenme devreye girer.
İşte o zaman bu yeni halin var olmanın gayesine bir uyanış olduğunu daha iyi kavramış oluruz.
Bu uyanış bir tercih değil, bir zorunluluktur.
Yaşama katılıp sorumluluk almayı gerektiren bu uyanışın farkındalığında edep sevgi, bilgi ve ahlakın tacıdır.
Bu farkındalıkta EDEP huzurdur. HUZUR da cennet.
Yusuf Beğtaş
You can also send us an email to karyohliso@gmail.com
Leave a Comment