Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken emen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor, ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.
Sonuç: İkinci adam daha çok ağaç kesmiş.
Birinci adam öfkelenmiş:
“Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım senden daha erken işe başladım. Senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin.”
Bu İşin sırrı ne?
İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş:
“Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.”
Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.
Delfi’deki ünlü tapınakta Sokrates’in şu sözü yer alır: “İnsan Kendini Tanı.”
Kendini tanımak, şuanda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak kendinizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında açık olması anlamına gelir. Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.
Alıntıdır / Anonim
You can also send us an email to karyohliso@gmail.com
Leave a Comment