Kullandığınız her sözcükle bir anlaşma imzalarsınız. Hem kendinizle, hem karşınızdaki ile ve hem de tüm evrenle!
Bir insan gelecekte ne yaşayacağını merak ediyorsa, bugün ne konuştuğuna baksın.
Sadece OLMASINI İSTEDİĞİNİZ şeyleri söyleyin.
"Hasta olmak istemiyorum" yerine, ”sağlıklıyım."
"Yaşlanmak istemiyorum" yerine "Her daim genç kalacağım."
Öyle ki beyin negatifi algılamaz. Söylenen her sözü gerçek kabul eder.
Mesela siz, "Unutma" dediğinizde onu "unut" olarak algılar. "Aklında tut" demek daha doğrudur.
Birisine, “Panik yapma” dediğinizde daha fazla panik olacaktır. Bunun yerine "sakin ol" demek daha uygundur.
Bu yüzden, ne istiyorsak onu söylemeliyiz!
Birisi sizi gördüğünde "hasta gibi görünüyorsun" derse ve siz buna inanır, onaylarsanız, anında anlaşmayı imzalamış olur ve hastalanırsınız.
Bazı insanlar hastalıklarına sıkı sıkı sahip çıkarlar.
"Benim şekerim var!"
"Benim tansiyonum var!"
"Benim kolesterolüm yüksek!"...
BENİM..!!! diyerek sahip çıkarsanız o hastalık da sizi hayatta bırakmaz!
"BEN" diye başlayan her cümleyi bilinçaltınız sahiplenir ve emir kabul eder.
FARKINDALIĞI OLAN KİŞİ İSE: bedeninin kendine verdiği mesajdan ders çıkarır. Ve şu soruların cevabını arar;
"Bilmem gereken şey ne?”
"Hayatımda neyi değiştirmem gerekiyor?"
"Nerede hata yaptım ki; hastalıkla bedenim beni uyarıyor?"
Büyüklerin çok söylediği bir söz vardır: "Bir şeyi kırk kere söylersen olur."
Hiç düşündünüz mü neden acaba?
Çünkü dil neyi çok söylerse, bilinçaltı onu gerçek kabul eder ve beyin gerçekleştirmek için harekete geçer.
OLUMLU KONUŞMAK ve OLUMLU DÜŞÜNMEK işte bu yüzden çok önemlidir.
Ağzınızdan çıkan cümleleri değiştirin, hayatınız değişsin.
Sözlerinizle birlikte, düşünceleriniz değişmeye başlar. Düşünceleriniz değiştikçe de; davranışlarınız değişir ve siz başka birisi olursunuz.
Bir bakarsınız ki yaşamınız söyledikleriniz, düşündükleriniz, davranışlarınız olmuş.
Şimdi şu iki cümleye bakın. Ve iki cümlenin de ayrı ayrı size ne hissettirdiğini düşünün.
- “Bugün hava çok güzel ama yarın yağmur yağacak.”
- “Yarın yağmur yağacak olsa bile bugün hava çok güzel!”
Sadece iki kelime ‘‘AMA’’ ve ‘‘OLSA BİLE’’ kelimeleri cümledeki ifadeyi ne kadar değiştiriyor değil mi? İlkinde olumsuz bir duygu durumu ikincide ise her şeye rağmen mutlu olma durumu.
Biz sade düşüncelerimizden değil, duygularımızdan da sorumluyuz.
İçimizdeki kinden, nefretten, intikam duygusundan yükselen eksi elektrik, dünyadaki bütün zerreleri ürpertiyor.
Veya içimizden yükselen ve içine yeryüzündeki bütün insanları, bütün hayvanları, bütün nebatatı, bütün eşyayı alan hayırlı bir dua, güzel bir dilek dalga dalga bütün zerrelere, iyinin, güzelin, temiz, asil ve yüce olanın ışınlarını yayıyor.
Ne olur kalbimizi, kafamızı hep sevgiyle, saygı ile edep ile incelik ile ve güzel duygularla dolduralım."
Bu bağlamda Şems-i Tebriz’i der ki;
Eğer hala KIZIYORSAN, kendin ile olan kavgan bitmemiş.
Eğer hala KIRILIYORSAN; gönül evinin tuğlaları pekişmemiş.
Eğer hala KINIYORSAN, af makamına ulaşmamışsın; öfke ve kin seni cayır cayır yakıyor.
Eğer hala ”BEN” demekten vazgeçmiyorsan, dizginlerin hala nefsinin elinde ve sen bu esarete boyun eğiyorsun.
Eğer hala musibetlere üzülüyorsan, gerçeği bilmiyorsun
Eğer hala şikâyet ediyorsan, hakikati göremiyorsun demektir.
Alıntıdır
You can also send us an email to karyohliso@gmail.com
Leave a Comment